Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Korku

Korku
 

Pazar günü öğleden sonra merdiven altı kitapçılarından birindeydim...  

Kitap satan ve işinin bilgeliğine kendini kaptıran gencin yirmili yaş hayallerini dinledim bir süre, karşılığında bir bardak demli çay içtim...  

İki kitap alıp çıktım...  

Eski pazaryerinden geçerken, açık olan berberi görünce evde tıraş gerginliği yaşayacak olmamanın sevinciyle girdim içeriye...  

Altmışlı yaşlarda kısa boylu tombul bir adam, temizlik yapıyor... Daha ağzımı açmadan; “ kapalıyız” diyor...  

Arkamı döndüm çıkmak üzereyken sesleniyor;  

“ Sakal tıraşı mı olacaktın?”  

“ Evet.”  

“ Gel beş dakikada halledeyim!”  

Hayde... 

Elimdeki poşeti iskemlelerden birinin üzerine atıp, montumu asıp bel fıtığı olmuş berber koltuğuna oturuyorum...  

Adamın telaştan elleri titriyor...  

Berber, gözlerimi ellerinde yakalıyor;  

“ Korkma kesmem, neredeyse elli senedir bu işi yapıyorum ben de... Çocuk gibi olduk yahu! Pazar günleri açmak yasak ya, tam dört defa yakaladılar beni... Şimdi gelirlerse ne derim bilmem!”  

“ Boş ver o zaman baba, evde de olurum...”  

“ Olsun olsun para lazım!”  

“ Kim geliyor ki kontrole?”  

“ Odadan geliyorlar açık olduğunu görünce belediye çavuşlarına haber veriyorlar”  

“ Valla baba boş ver o zaman, keseceksin sen beni!”  

Berber gülüyor... Su kaynayınca yüzümü sabunlamaya başlıyor...  

“ Az önce bir asker geldi, izinden dönüyormuş, saç tıraşı olacakmış, yalvardı çocuk uzun sürer diye kesmedim... Sakal tıraşı olsa neyse!”  

Cümlesi biter bitmez dükkânın ışıklarını kapatıyor!  

Artık nasıl baktıysam...  

“ Korkma görüyorum ben!”  

Elleri titreyen, yetmişine merdiven dayamış bir adama neredeyse karanlıkta sakal tıraşı olduğunuzu düşünün... 

Korkuyorum tabi, bir taraftan en yakın hastaneye koşarak gidebilmenin hesabını yapıyor diğer taraftan aklıma gelen kötü senaryoları uzaklaştırmaya çalışıyorum... Uçakta da böyle olurum ben, kurarım!  

“ Bak şimdi kardeşim gelirlerse; aynı mahallede oturuyoruz, sen bizim eve geldin, düğün var diye çok ısrar ettin, bende seni kıramadım... Tamam mı?”  

Adam çene altını alırken olur manasında can havli ile gözlerimi kapatıyorum...  

Tıraş bitiyor, yarım şişe limon kolonyasını yüzüme boca eden berber kapıya kadar benimle geliyor, korku dolu gözlerle etrafı kolaçan edip, tekrar müşteri beklemeye başlıyor...  

 

&&&  

 

Eve doğru yürürken tıraş anında suçüstü yakalandığımızı kurguluyorum; dört beş kişi aynı anda içeriye giriyor, gazeteciler de var, flaşlar patlıyor, gözleri korku ile kocaman kocaman açılmış berber ve suratı köpüklü şaşkın ben objektiflere yakalanıyoruz...  

Ertesi gün manşetiz!  

Kaçak sakal kesimi yapan berber suçüstü yakalandı! 

Müşteri “düğünümüz vardı” dedi...  

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..