Köylülerimiz ve beklentilerimiz

Değerli dostlar, çoğumuz şehirlerdeki karmaşalardan, günlük sıkıntılardan bunaldığımızda doğaya ve köye olan özlemlerimiz artmaktadır. Fakat sadece köylerimiz sadece bu sıkıtılı anlarımızda aklımıza gelmektedir.

Ne yazıktır ki köylerimiz aklımıza gelir ama nedense oranın yaşayanları yani köylülerimiz aklımıza gelmez. Çekmiş olduğu sıkıntıları, beklentileri nedir onlarında nelere ihtiyaçları olduğu konusunda hiçbir zaman yorum yapmayız, aklımıza bile getirmeyiz.

Ben de şehirde doğmuş ve büyümüş biri olarak aklıma gelmezdi. Taki ziraat mühendisi olana kadar ve köyde çalışmaya başlayana kadar... Ama şu anda iyi ki bu mesleği seçmişim ve iyiki köyde çalışmaya ve yaşamaya başlamışım. Köylülerimizle birlikte aynı havayı solumuya başladığımdan beri ne kadar şükretsem azdır. O insanlarımızın bilgiye, yeniliklere, en önemlisi önemsendiklerini hissetmelerine ne kadar çok ihtiyaçları varmış anlatamam sizlere.

Ailem Ankara'da oturmakta ve benim de görev yaptığım yer Kırıkkale'nin bir köyü. Yani burası Ankara'ya sadece iki saat uzaklıkta olan bir yer. Bunu yazmamdaki en önemli sebep insanların beklentilerinin çok farklı olmasını gözlemleme olanağımın olması. Başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşırsam insanlarımızın beklentilerinin ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz, acı da olsa...

2006 yılının Mayıs ayının sonlarıydı. Sabah köylülerimizle yağmurun yağmadığını ve yağmuru dört gözle beklediklerini konuşuyorduk. Çünkü buna o kadar çok ihtiyaçları vardı ki... Neden ihtiyaçları olmasın? Bir yıl boyunca bütün enerjilerini ve birikimlerini tarlalara yatırmışlardı. Mütavazi olan hayatlarını sürdürebilmeleri için tek beklentileri yağmurdu. Yani büyük hayallari yoktu şehirlerdeki metropol insanı dediklerimiz gibi.

Akşam oldu ve Ankara'ya gitmek için çıktım. Ankara'ya gittiğimde metroya bindim evime gitmek için. Metroda genç iyi giyimli kızlı erkekli bir grupla birlikte ayakta yolculuk ediyorduk. Bayanlardan birisi Bahar ayının verdiği coşkuyla havaların çok güzel gittiğini ve yağmur yağmamasının ne kadar güzel olduğunu arkadaşına anlatıyordu. Havaların hep böyle gitmesi için sanki yalvarıyordu.

Birkaç saat önceki köylülerimizin beklentilerine bakın. Ve metropol insanımızın beklentisine. Tezatlık ne kadar açık ve acı dimi? Ve ben dayanamayarak bunun yanlış bir düşünce olduğunu ve köylülerimizin yağmura ne kadar çok ihtiyacı olduklarını ve bunu dört gözle beklediklerini söyledim.

Genç bayan ve sanırım erkek arkadaşının tepkisi aynen şöyleydi aktarıyorum... "Amaaaaaan güzel havalar dururken köylüyümü düşünelim hiç işimiz olmaz" Tepki aynen buydu ve bunun üstüne böyle düşünenlere ne denebilirdi ki ?Yorumu size bırakıyorum...

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz ve beklentilerimiz ne kadar ortak olursa insanların yaşamları da o kadar ortak olur. Çünkü insanlar her üretimini birbirleri için yaparlar... Çiftçi üretecek ürünlerini satacak ve bizde o ürünleri alarak hayatımızı KÖYLÜLERİMİZ gibi devam ettireceğiz. Yani yaşamsal faaliyetlerimiz için gerekli olan gıdaları.

Unutmayalım ki bu gıdaları üreten KÖYLÜLERİMİZ!!! Yaşamamız için gerekli olan bu gıdaların üreticisi olan KÖYLÜLERİMİZİN beklentilerine ve emeklerine saygı duymak kimin daha çok işine yarayacak?? Bu sorunun cevabı sizde...

Bunun üstüne fazla söz söylemeye gerek yok.

Saygılar hepinize....

TONGUÇ ÖZCAN