Kral Gargantuan_ Bölüm1

( Bu hikayem tamamen sallamasyon ürünüdür ve biraz espiri, biraz da aldırmadan kafadan sallanan yaşanmışlıklar yer almaktadır. Sakın tarihte yaşanmış bir olay olarak algılamayınız ! . )

Zamanın birinde M.Ö.'den önce 1201 yılarında Kral Gargantuan adında sert görünümlü bir kişilik yaşardı. Dünya'da haybeden yer alan bu arkadaşımız aslen Balıkesir'liymiş ama babası Courageus kıllık yapıp Roma'ya taşınmış ve onun Roma Nüfus Müdürlüğü'ne gidip kaydını değiştirtmiş akabinde Romalı yapmış. Yaşı da daha 33'müş. Karşıdan bakıldığında sert mizaçlı kral arkadaşımız konuşunca gülmekten karşılarındakileri gülmekten öldürürmüş. Leş listesinde de detaylı arama yaptığımızda ölüm çeşitlerinden ençok da “ Gülmekten Ölme “ yazmaktaymış. Neden gülmekten öldürüyor diye soracak olursanız da nedeni şudur ;

Biigün adamın biri gezerken yolda Kral Gargantuan ile karşılaşmış. Demiş ki :

Yoldan Geçen adam: - Hey adamım naber he? Sen ne ayaksın buralarda ?

Gargantuan : - Heeeç. Ben buranın yani Roma'nın İlçesi Witty City'nin kralıyım akideş. Burada bana çok hörmet edeelee. Sen biliyon mu gari? Emmee heç bilmiyosan sööliim gaari. Hem sen netçen benim kim olduğumu be. Kerkerez seni. Ben buralaada yaşayan halkımı gülmekten geçiririm gari.

Yoldan Geçen adam: Bana bak Cem Yılmaz kılıklı seni. Adam gibi konuş da senin aklını almıyayım. Ne dersin he zengin züppe kral bozuntusu.? Bana nakit para lazım ve sen şimdi hemen paraları sökülüyorsun. Okey? Kaptın mı köfteyi?

Gargantuan : Ne Cem Yılmaz mı? O da kim bee? Ben heç tanımam gari kendisini. Ne iş yapar? Kimlerden acaba? Savaşmış olsaydım mutlaka tanırdım onu ben. Emme çıkaramadım değerli şahsiyetini. Hem sen kim oleyonda bana ters ters laf çaptırıvereyon bakem? Valla sölerim seni askerlerime hemencecik kelleni sarayımın lobisine astırırım. Duyuyon mu beni delişey seni? Ben de para felan yok. Kalmadı taze bitti güzelim hadi bakem naş naş. Bütün harçlığımı bu hafta İdda'ya yatırdım o da yatırdı beni bu hafta. Hem ne köftesi o? İnegöl mü yoksa Tekirdağ mı :)

Yoldan Geçen adam: Hee Tekirdağ köftesi aptal adam. Sulu sulu espiriler yapma da benim canımı sıkma. Ne İdda'mı oynadın sen? E hani Witty City'de şans oyunu oynayanın kupon doldurduğu elini kesecektin? Sen ne biçim adamsın be Gargantuoş? Yasaklıyorsun hem de kendin oynuyorsun. Bak babana söylerim seni. Hem sen neden harçlık dedin? Sen Kral değil misin oğlum? Hala baba parası mı yiyiyorsun ? Yuh bee!

Gargantuan : Hi hi hi. Sulu mu didin sen bakem? Heh o zaman sulu köfte gari. Netçen gari elimde nevar ne yok aldı bubam hemencecik. Sen paranın kıymetini bilemeyon gidip kumara yatırıyon dedi bana. Nası zoruma gitti sölersem ağlarsın bebişim.

Yoldan Geçen adam: Ulen ben de seni adam sandıydım da sert görünüşüne aldanıp tırstım azcık gari. Ne gari mi dedim ben? Ulen kral beni de kendine benzettin ya helal olsun sana. Daha da bişey demiyom sene. Yüce Tanrım bana bişeyler oluyor Romalılıktan çıkmış gibi konuşuyorum. Heeey beni götürün buralardan dayanamıyoruuum. Hemen Witty City Taksi Durağını arayım da bana bi sarı taksi yollasınlaa hemencecik. Ne olamaz gene kral Gargantuan gibi konuştum. Bu adamın konuşma stiline ve iğrenç esprilerine dayanamayacağım kanımca.

Ve daha sonra yoldan geçen adam bir taksi çevirir kaçar gider oradan. Taksiyi çeviren adam oradan gideli yıllar olmuş ama taksi hala dönüyormuş. Neden mi? E neden olacak taksi çevirmiş ya ondan :)

Devamı hikayenin 2.saifesinde gari. Devam edecek ama...