Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Kral ile nasıl konuşulur?!!

Kral ile nasıl konuşulur?!!
 

Son günlerde bir tartışmadır gidiyor... Yok suud kralı gelmişmiş, yok bizden birilerini çağırmışmış, yok bu noktada davete nasıl icabet edilirmişmiş gibi... Ama hiç kimse farkında değil, eğer bir kişinin örnek aldığı kişiler içerisinde nasıl davranılması gerektiğini gösterebilecek hiç kimse yoksa, haliyle nasıl davranılacağı bilinemeyebilir... Bu da son derece normal karşılanmalı... Bir şekilde herkes kendi çerçevesinde hareket ediyor çünkü...

Aşağıda benim örnek aldığım kişinin ne şekilde davrandığını ve bana nasıl davranmam gerektiğini nasıl gösterdiğini anlatacağım... Cemal Kutay'ın Kazancı Matbaasından çıkan "Atatürk Olmasaydı" adlı kitaptan küçük bir alıntı yaparak...

Dolmabahçe; 4 Ekim 1933.

Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul'a gelen Yugoslavya Kralı 2. Aleksandr ile Kraliçe Mary'yi kabul etmiş aynı akşam şereflerine ziyafet vermişti. Başbaşa kaldıklarında Yugoslav Kralı "Size bir hakikati anlatmak isterim; 1919'da İngilizler, Ege sahillerinizin işgali için Yunanlılardan evvel bana müracaat ettiler. Çok cazip teklifler de yaptılar. Fakat ben reddettim. Ekselansınızı tanıdıktan sonra bu kararımın doğruluğunu bir daha anladım" dedi.

Yugoslav Kralı cümlesini tamamlayıp cevap bekler gibi tavır alınca Atatürk ayağa kalktı, bunun üzerine Kral da kalkmıştı. O'na bir iki adım attı ve dudaklarında kendisine çok yakışan anlamlı tebessümü ile elini uzattı "Geçmiş olsun Majeste..." dedi.

(Çünkü Mustafa Kemal'in "Kosti" dediği Yunan Kralı Konstantin, ordusu denize döküldükten sonra tac ve tahtını kaybetmişti.)

İşte benim örnek aldığım Adam. Özgüvenin ne olduğunu, vatandaşlarının onurunu temsil etmenin ne demek olduğunu bilen Benim Ülkemin Kurucusu ve sönmez ışığı...

Bir olayda İtalya ile ilgili...

1937'de zamanının İtalyan Büyükelçisi ziyarete gelir... Yemekler yenilir, konuşmalar yapılır. Büyükelçi konuşmanın bir yerinde Mustafa Kemal'e "Ekselansları, Hükümetimiz Hatay'ı almaya hazırdır" der... Konuşmalar devan ederken Mustafa Kemal yerinden kalkar ve odayı terk eder... Kimse bir anlam veremez... 15 dakika kadar sonra üniformasını giymiş olarak odaya gelir ve hiç kimseye bir şey söylemeden telefonu alır ve "Bana Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ı bağlayın" der. Telefon çalar ve Mareşal Fevzi ÇAKMAK'a "İtalya Hatay'ı almaya hazırmış, bizde hazır mıyız Mareşalim?" diye sorar... Karşıdan hazırız cevabını aldıktan sonra İtalyan Büyükelçisine dönerek, "Biz hazırmışız, Hükümetinize istedikleri zaman Hatay'ı almaya gelebileceklerini söyleyebilirsiniz" diye cevap verir...

Eeeee bu yüzden herhangi bir noktada, herhangi bir şekilde ben boynumu eğemiyorum... Örnek aldığım kişinin bana gösterdiği davranışlar beni engelliyor...

Dip not: Kimi yerlerde büyük yerine küçük harf kullanmak raslantısal değildir...

En not: Fotoğraf Mustafa Kemal Atatürk'ün bilmem kaç kral, bilmem kaç prens, bilmem kaç devlet başkanının bulunduğu bir sofradan kesilmiştir... Kendine güven ve karizma nasıl olur daha rahat görülmesi için fotoğrafın belirli bir bölümü kullanılmıştır. Fotoğraf paylaşımı isteyen arkadaşlar elektronik posta adreslerini gönderebilirler...

 
Toplam blog
: 71
: 1933
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

İnsanın kendisini anlatması zor. Beykoz, Saint Benoit, Psikolog. Bu kadar... Detay gerekiyors..