Kredi kartı ve banka kredisi borçları artarken...

‘Taksitle yaşayıp, borçla ölenlerin’sayısı her geçen gün niye artar?

Bence, ekonomi rayında gittiği için!

Böyle bir giriş yapmamızın sebebine gelince;

Bireysel kredi ve kredi kartları kullanımı her geçen gün artarken, buna karşılık borcunu ödemeyenlerin sayısı da her geçen gün artmakta.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, her ne kadar kendi dönemlerinde Milletvekili ve müsteşar maaşlarının reel olarak gerilediğini söylese de; AKP'li yıllarda sürekli gerileyen reel gelir nedeniyle geçimini sağlamakta zorlanan gariban halkımız, çareyi kredi kartlarında ararken, artık borçlarını ödeyemez hale geldi.

Bundan önce, bu konuda kaç sefer af çıkartıldığını hatırlayanınız var mı?

Buna rağmen, her gün televizyonlarda ve gazetelerde şöyle başlıkları görmek pekâlâ mümkün.

"Müjde! İhracatta rekor artış, ithalat hızla geriliyor, ticaret açığında büyük düşüş, ekonomi tıkırında... " ve benzerleri...

AKP iktidarının ekonomik performansı hakkında benzer değerlendirmeleri özellikle son dönemde çok sık duyar olduk. Ancak birtakım somut veriler ile desteklenen bu tezler dikkatli bir gözle incelendiğinde gerçek bambaşka.

Güney Afrika gibi altın üreticisi ve ihracatçısı bir ülke olmayan Türkiye’nin başka ülkelerden alarak(İsviçre ve Birleşik Arap Emirlikleri) İran’a yaptığı altın satışı nedeniyle geçici olarak artan ihracat rakamları, buna bağlı olarak yine geçici şekilde daralan dış açık, ekonomik canlılığın azalmasına bağlı olarak düşen ithalat rakamları ve giderek daha büyük bir toplumsal sorun alanına dönüşen işsizlik özellikle genç nüfus işsizliği söz konusu gerçekliğin temel göstergeleri olarak sıralanabilir.

Öte yandan krizde olan Yunanistan, İtalya, İspanya, İrlanda… Dahası krizde olan kapitalizm bu gerçekliğin önemli bir başka bileşeni olarak değerlendirilmekte!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan 2012 Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verilerine göre, Avrupa Birliği’ne yapılan ihracatın, 2011 yılının haziran ayına göre %10 azalarak 4 milyar 926 milyon dolara gerilemesi her nedense ekonomistlerin gözünden kaçıyor.

Taşıma suyu ile dönen ve pamuk ipliğine bağlı olan iktidarın “güçlü ekonomi” söylemini yalanlayan bir başka gösterge ise bireysel kredi ve kredi kartları verileri.

Buna göre, Türkiye genelinde Haziran ayında bir önceki aya göre, finans kurumlarına bireysel kredi ve kredi kartları borcunu ödemeyenlerin toplam sayısı bir önceki aya göre yüzde 17.2 artış gösterdi.
Merkez Bankası verilerine göre, bireysel kredi ve kredi kartları kapsamında borcunu ödemeyen ve gecikmeli olarak ödeyenlerin toplam sayısı 120 bin 432'den 141 bin 198'e ulaşmış durumda.

Aynı ayda bireysel kredi borcunu ödememiş kişi sayısı 47 bin 33'ten 59 bin 119'a, kredi kartları borcunu ödememiş kişi sayısı ise 73 bin 399'dan 82 bin 79'a yükselmiş.

Ocak 2012’de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın verdiği bilgiye göre, tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarının toplamı; AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 33 katın üzerinde artış göstererek 212 milyar 465 milyon liraya ulaşmıştı.

Bahsi geçen bu göstergeler çalışanların ücret geliriyle geçimini sağlamakta zorlandığının ve bu nedenle kredi kartlarına ve kredilere başvurmak durumunda kaldığının kanıtı niteliğinde.

Son veriler ışığında özellikle AKP döneminde bu tarz borçlanmaya daha bağımlı hale gelen halkımız artık borçlarını ödeyemez hale gelmesi ise dikkat çekici bir başka gerçeklik olarak karşımıza çıkmakta.

Sizin anlayacağınız halkımız taksitle yaşayıp, borcunu ödeyemeden ölüyor!..

Zaten geleceğini tüketen toplumdan daha farklı bir yaşam tarzı beklemek abesle iştigal olur.