Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Küçük ölüm, büyük acı...

Dünyada bildiğimiz en büyük acı ölümdür, deriz. En zor zamanlarımızda, "ucunda ölüm yok ya..." diye teselli buluruz. Ama, fani olan bu dünyanın ahir ucunda ölüm var ne yazık ki... Ölümün de bir tesellisi yok mudur?

Ölümün tesellisi yine kendisidir. Ölümü mutlak bir yok oluş değil de, gerçek ve sonsuz bir hayatın başlangıcı olarak kabul ettiğinizde ölümü yenmişsiniz demektir. Bizim inancımız ve aslında tüm ilahi dinler, dünya hayatının geçici olduğunu ve esas olanın ahiret hayatı olduğunu bildirir bize...

Ama ne olursa olsun, neye inanıyor olursak olalım, ölüm acı verir. Üstelik bu acı, ölüm küçültükçe daha büyür. Küçük ölümler daha büyük acılar verir bize. Hiç bir çocuk, annesinin ölümüne, annesinin kendi ölümüne üzüleceği kadar üzülemez!

Ölüm, sırayı bozduğu zaman, geride kalanları daha büyük acılara gark eder. Ama, inanmış ve yaratana teslim olmuş bir ebeyveyn için, bu büyük bir ecirdir. Annenin acısının karşılığı Allah katında çok büyüktür. Peygamberimiz bunu, "kendisinden önce bir evladını ahirete gönderenlere o evlat kıyamet günü şefaatçı olur." diyerek açıklıyor. Çünkü, dünyanın kirleriyle kirlenmemiş sabi cennetliktir ve onu kaybetmenin acısını yaşayan anne-babayı da yanına alacaktır.

Bugün bloglarda, arkadaşlarımızın hastalığı ile yakından ilgilendiği küçük Eray'ın ölüm haberini okuduğum da, bunlar geldi aklıma. Niyetim vaaz vermek değil, aslında teselli etmek bile değil... Bu tür acıları teselli etmek de kolay değildir çünkü... Ancak, ilahi bir gerçeklik olan ölüm konusunda lanetli ifadeler kullanmak yerine, Hakka sığınmak en iyisidir.

Ölüme isyan, Yaratana isyana dönüşebilir zira... Gönül ister ki, dünyanın hiç bir yerinde bir çocuk ölmesin. Ama görüyoruz işte, dünyanın her yerinde binlerce çocuk, açlıktan, yokluktan ya da bombalardan, kurşunlardan ölüyor. Bu acımasız dünya, çocukları daha çok öldürüyor, daha çabuk öldürüyor. Ölümü de yaratan Allahtır kuşkusuz. Bunun zamanını tayin etmek de Onun yed-i kudretindedir. Bizler, yaratmadığımız çocuklarımız için, ömür tayin etme yetkisine sahip değiliz. Allah verir, Allah alır. Bu inanç ve duygular sabrımızı ve metanetimizi artırır. Başka çaremiz var mı?

Küçük Eray'ın ailesine ve acısını duyan tüm arkadaşlarıma başsağlığı diliyorum.

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..