Küçüksu'da doğal yaşam yok edildi

Küçüksu, İstanbul Boğazı'nın mesire yerlerinden biriydi. Küçüksu Kasrı, Yıldırım Beyazıt'ın yaptırdığı Kale ve Göksu deresiyle bir bütünlük arzederdi. Ulu çınar ağaçlarının ve yeşilin hakim olduğu bu yerde aynı zamanda (Küçüksu plajından) Boğazın serin sularında yüzülürdü.

Çocukluk ve gençlik dönemlerimizde önemli yer tutan Küçüksu Mesiresi, büyüklerimizde de ayrı bir yeri olduğu muhakkaktır. Göksu'daki sandal sefalarını babamdan dinlemişimdir. Soyadı Kanunu'nun çıkmasıylada babam ''Göksu'' soyadını almıştır.

Gerek Lale devrine dolayısyle sadabat eğlencelerine ev sahipliği yapmış, gerekse kırk yıl evveline kadar İstanbul'un ve İstanbul'luların nefes alabildikleri, eğlendikleri, sıra sıra mısır kazanlarının kaynadığı, panayırların kurulduğu, sazlığında çeşitli kuşların barındığı, rengarenk çiçeklerin ve bitki örtüsünün bulunduğu bu güzelim yer bugün bir kabus içinde kaderini bekler vaziyettedir.

Küçüksu'nun makus talihi birinci Boğaziçi Köprüsü'nün yapımıyla başladı. Bugün bu makus talihi yenmek için Beykoz ve Anadoluhisarı sakinleri el birliği içinde mücadele ediyor.

Birinci Boğaziçi Köprüsü'nün 1970 yılında yapımına karar verilmesinden sonra Küçüksu Mesiresi şantiye yeri haline getirildi, bu olay bitki örtüsüne büyük zarar verdi. Bu olayın yaraları sarılmaya çalışılırken, 4 Ocak 1986 da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün yapımına başlanmasıyla ikinci defa Küçüksu Mesiresi büyük yara aldı. Moloz yığınlariyle doldurulan ve birçok ağacında kesilmesiyle doğal güzellik yavaş yavaş yok oldu.

Daha sonra çayır İETT garajı yapılmak istendi, bir darbede garaj için yapılan çalışmalardan aldı. Anadoluhisarı sakinlerinin duyarlılığı neticesinde, projeden vazgeçildi.

Şimdi de 3.Köprünün şantiye sahası yapılmasına karar verildi. Bizler, Beykoz ve Hisarlılar olarak Küçüksu çayırının eski haline getirilmesi ve halkın hizmetine açılmasını istiyoruz. Ayrıca, 2010 Kültür Başkenti projelerine Küçüksu çayırınında alınarak ve eski canlılığına kavuşturulması hepimizi mutlu edecektir.

Küçüksu ve Göksu üzerine yazılmış şarkılar, şiirler pek fazladır, bizde yazımızı önce, Sultan ll. Mahmut'un meşhur güftesini okuyarak,

Göksuya gel servinaz

Dibesteler eyler niyaz

Bülbüller oldu namesaz

Güller açıldı geldi yaz

Ve Tamburi Mustafa Çavuş'un bestesiyle noktalıyalım,

Küçüksuda gördüm seni

Gözlerinden bildim seni

İnkar etmem sevdim seni

Ne kadar cefa edersen

Gönül ayrılmıyor senden

İnce beli sarmayınca

Gonca gülü dermeyince

Ya sen ya ben ölmeyince

Ne kadar cefa edersen

Gönül ayrılmıyor senden.

Gölümüz, Küçüksu'yun bir an önce eski haline getirilmesidir.