Küfretmek serbest; yayınlamak yasak!!!

Tarih 28 Ocak 2013.. Fenerbahçe kulübünün internet sitesinde, Melo'nun "tükürmediğini ispatlayamadığı" (Bu tanım PFDK ve tahkim kurulu tarafından kullanılmıştır) görüntüler üzerine her zamanki bildirilerinden biri yayınlandı.

Bugün 17 Şubat 2014.. 1 yıldan biraz fazla geçmiş üzerinden.. Yine internet sitesinden, normal bir ülkede akıllara durgunluk verecek kadar vahim; ancak caaanım Türkiyem'de oldukça sıradan; hatta kimilerine göre "övünç kaynağı" bir açıklama daha.. Özeti içinde:

"Kaptanımız Emre Belözoğlu ve cezası dolayısıyla maçı, stattaki 52 bin taraftarımızdan biri olarak tribünde izleyen futbolcumuz Caner Erkin,‘operasyonel’ bir yayıncılık anlayışı ile kamuoyu önünde linç edilmeye çalışılmıştır."

Anlamı net; "Benim kaptanım, benim futbolcum; ister sahada ister tribünde olsun; istediği kişiye istediği küfürü eder. Bunu yayınlayıp insanların gözüne sokmaya utanmıyor musunuz?"

Ben bir Galatasaraylı olarak; ne Melonun ahlakını savundum, ne Eboue ve Burak'ın kendilerini yere bırakmalarını... Dün gece yarısı gelen açıklamaya da burda kendimce tepkimi koydum.

Ancak dediğim gibi; acı, üzücü ve yıkıcı olan; burda yüzlerce blog yazıp da; birgün olsun kendi takımındaki futbolcunun ahlaksızlığını, kendi yöneticisinin yüzsüzlüğünü dürüstçe eleştiren bir Fenerli görebilmek konusunda en ufak bir umut kırıntısının kimsede olmayışı belki de..

3'ü Avrupa'da olmak üzere 6 mahkeme tarafından "şike yaptıkları için suçlu bulundukları" gerçeğini görmezden gelmenizi anladım da; bu ahlaksızlıkları görmezden gelmenizi anlamamızı beklemeyin artık.. Futbolcunuz televizyonlarda bangır bangır küfür ettiğini kabul edip, 1 saat geçmeden ifade değiştirirken (Bakınız Zokora olayı), sizler hala at gözlüklü bir savunma peşindeydiniz!

Ahlaksızlık; bir başka ahlaksızlık örnek alınarak maruz görülemez. Görülmemeli! "Hakemin yüzüne gelen bilinmeyen bir sıvı" nasıl ki "tükürmediğini ispatlayamadı" kararının gerekçesi olmadıysa; "en ağır tahrik" bile küfürün gerekçesi olamaz.

Sürekli çifte standarttan bahsedip ağlak ağlak yazarken; aslında ekranın karşısında şeytani gülüşlerinizi görebiliyorum. Çünkü; hakemle aynı şekilde diyaloğa giren Engin ve Egemen'den biri 11 maç; diğeri 2 maç ceza aldı! Siz de "faul kararının doğruluğunu yanlışlığını" konuştunuz! Çünkü işinize gelen buydu. Çifte standarttı. Orta sahada yapılan/yapılmayan faule bu kadar itiraz edilmesinin sebebini araştırmadınız! Kimsenin araştırmasını istemediğiniz için yazmadınız. 7 metreye kurulan barajı yazmadığınız gibi!

Bu şekilde şampiyon olunca şike yapmamış olacaksınız öyle mi?

Size iyi şam"piyon"luklar..