Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '13

 
Kategori
Şiir
 

Kül

Kül
 

Zalime kul olmak mı? Yoksa, aşka kül olmak mı ?


gökler kararmış

bulutlar duvar güneşe

gözlerim arar aydınlık yüzünü

parmaklıklar böler tertemiz gülüşünü

dilim sus pus

10 gündür yakalanmışım

tırnaklarım da kanar etlerim

her yanım uyuz

yarama serpilir bol iştahlı etçil tuz

bitler semirir düşlerimde

vurulur militan karanlık bir köşede

çığlığını rüzgar taşır yüreğime

mahpustayım

düş kurup yıkmakta

ustayım

çay sigara

bir de hasretin yer bitirir içimi

bir de zaman

aklıma zarar bu aleni talan

hiç kaçarı yok firarım bu gece

avratlı rüyalara daldı,çıkamaz şişko gardiyan

şu dışarısı nasıldır acaba?

nasıldır acaba insan kalabalığı?

şu sokaklar?

şu hastane kuyruğu?

şu anlaşılmaz patron buyruğu?

sonsuz voltalar atsam şehrin caddelerinde

"git","gel"ler bıktırdı beni

ayağım taşa takılsa yere düşsem

usandım bu lanet koridoru ezberlemekten

değmeyecek mi doğan güneşe yüzüm tel örgüsüz

tek başınayım kimsesiz ve örgütsüz

mahpustayım

ustayım

yokluğuna müptela

varlığına kurstayım

yavuklu kimbilir nerededir?

nerededir ve kiminledir?

ışıltılı bir kaç heves uğruna

gülteni kimlerin yatağın da koklanmakta?

çıkarsam daha beter olacaktır çöküşüm

daha bir kızacaktır hakim efendi

hayat beni hep yüreğimden ebeledi

hakim amca bana kızacak

kalemimi değil kırmak

ufalayacak!

sonsuz bir kelepçe

ölümcül bir aksesuar gibi bileklerimde çıldıracak

çıkarsam bulacağım o kahpe gülten'i

benden bahsedecek bütün haber bültenleri

şehre savrulacak

geçmiş heveslerimin en zifiri külleri.

10 ekim 2006

bakırköy

 
Toplam blog
: 220
: 212
Kayıt tarihi
: 14.08.12
 
 

İşimiz gücümüz  finasalpara, ama sevemedik hiç bir daim kendi malımız gibi bedenini. Neyse bize b..