Kur'an/Bilimsel Gerçekler(2)

Yüzlerce ayeti bir yazıya sığdırmak mümkün değil elbette, ancak Dünya ve Kıyamet hakkındaki ayetlerden bir kaç örnek alırsak:

• Dünyanın başlangıçta yanan ateş topu gibi olup, zamanla soğumuş olması:

“Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. “ (Hac, 5)

• Yerin ve göğün sonradan ayrılması, atmosferin oluşması:

“O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer birleşik idi, biz onları ayırdık.“ (Enbiya,30)

“Sonra buhar/duman halindeki göğe yöneldi” (Fussilet,  11-12)

• Atmosferin koruyucu bir örtü/tavan gibi Dünyayı koruyor, böylece yaşamı mümkün kılıyor olması.

“Göğü korunmuş bir tavan yaptık.”(Enbiya, 32-33)

              “Andolsun o dönüşle, döndürümle dolu göğe” (Tarik,11)

• Zamanın göreceli/rölativ olması. Allah için zamanın söz konusu olmaması. Kur’an’da “gün”denilen zaman diliminin aslında sadece belli aşamaları temsil etmesi:

 “Melekler ve Ruh, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler ona. Onlar onu çok uzak görüyorlar. Biz ise onu çok yakın görüyoruz.”(Meariç, 4,6-7)

“O saate/Dünyanın sonuna ilişkin emirse bir göz açıp yummak gibi hatta ondan da yakındır. “(Nahl, 77)

 “Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkarlar Dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. ”(Rum, 55)

“Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip ..” (Fussilet,  12)

• Evrenin genişlemesi:

“Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç şüphesiz biz, genişleticileriz. (Zariyat,47-49)

• Dünyanın şeklinin tam yuvarlak değil, elipsoid olması: Ayrıca, yumurta sarısı Dünyanın çekirdeğini, akı magmayı, kabuğu ise ince yer kabuğunu temsil edecek şekilde şematik bir görünüm de oluşturur.

“Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.“ (Naziat, 30)

• Dünyanın dönmesi:  Dünya’ya uzaktan bakabilen bir göz için dağlar da bir anlamda uzay boşluğunda Dünya ile birlikte dolaşırlar ve yer değiştirirler. Gölgelerin uzayıp kısalmasının nedeni de Dünya’nın dönmesidir.

“Sen dağlara bakar da onları durgun-donuk görürsün. Oysa ki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadırlar. Her şeyi güzel ve mükemmel yapan Allah`ın sanatıdır bu. (Neml,88)

“Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş’i ona delil yapmışız?” (Furkan, 45)

• Yok olan yıldızların büzülüp küçülerek “cüce” haline gelmesi. Kıyametle Dünya ve Güneş sistemi için de aynı sonun gelecek olması:  Sur’ a üflenmesi olarak tasvir edilen bir sesin, enerji dalgasının(?) çarpmasıyla (Kaaria)  atmosfer parçalanacak, yakıcı ışınlardan koruyan  atmosfer yok olduğu için her şey yanmaya başlayacak ve ortalığı duman kaplayacak, Dünya o kadar büzülüp küçülecek ki, dağlar bile tamamen gözden kaybolacaktır.

Güneş sistemindeki tüm yörüngeler sapacak, gezegenler ve Ay Güneş’e doğru çekilecek, Güneş de büzülüp küçülecek ve Güneş sistemi yok olacaktır. (Beyaz cüce veya kara delik haline gelecek!? Ya da, evren tamamen yok olacaktır.)

“Güneş büzülüp dürüldüğünde,yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde, denizler kaynatıldığında, göğün örtüsü soyulup indirildiğinde”  (Tekvir, 1-3,6,11)

              “Gök yarılmıştır o gün, lime lime sarkmıştır” (Hakka, 16)

             “çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o günden nasıl korunacaksınız? “ (Müzzemmil, 17)

             “Gök yarılıp parçalandığı, Ve yer uzatıldığı Ve içindekini atıp boşaldığı“ (Inşikak, 1,3-4)

 “Sana dağlardan soruyorlar. De ki: Rabbim onları un-ufak edecektir. Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır. Yerlerine bir  eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin.” (Taha, 106-107)

 “Yemin olsun  o alevlerle kaynatılıp, köpürtülmüş  denize” (Tur, 6)

“Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle. İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu.”(Dühan, 10-11)

 “O Kaaria, o şiddetli ses çıkararak çarpan; nedir Kaaria? Kaaria’nin ne olduğunu sana bildiren nedir? O gün insanlar, çırpınarak yayılmış pervaneler gibi olurlar(Kaaria,1-4)

“Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.”(Kehf, 8)

              “Şunu da söyle ’Bir sabah suyunuz çekiliverse, kim getirecek fışkırıp akan bir su size?”(Mülk,                   30)

               “Ay tutulduğunda ve Güneş’le Ay bir araya getirildiğinde” (Kıyamet, 8-9)