Kuraklık gerçeği karşısında gri su ve yağmur suyunun önemi

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin geçtiğimiz Eylül ayında açıklanan son raporuna göre; Dünyanın her tarafında, özellikle de orta enlemlerde ısınma var. Isınmaya neden olan temel etken ise insan. Türkiye’de de Dünya ile paralel olarak hava sıcaklıklarında artış, yağışlarda ise azalış olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığı da bilindiğine göre kuraklıkla karşı karşıya kalmamız an meselesi. Bu nedenle de su konusunda daha dikkatli olmak ve hassas davranmak gerekiyor.

Gerek tarımsal, gerek sanayi ve gerekse bireysel amaçlı olsun suyu kullanan insandır ve bu nedenle kullanıcıların bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Yapılabileceklerin en başında suyu tasarruflu kullanmak ve kirletmemek gelmektedir. Göllerimizi, derelerimizi kirlettik, kirletmeye devam ediyoruz. Hemen her gün gazete ve televizyonlarda nehirlerde oluşan kirlilik nedeniyle ölen balık haberlerini okuyor, izliyoruz. Yetkililer bu durumun önüne geçmeli, sorumlular da basın aracılığıyla teşhir edilmelidir.

Bunun dışında; yerel ve merkezi otorite tarafından yapılması ve uygulanması gerekli iki önemli husus bulunmaktadır: Birincisi; yağmur suyundan yararlanmak, ikincisi ise kullanılan suyun yeniden kullanılmasını sağlamak.

1) Yağmur suyu

Yağmur suyundan mümkün olduğunca yararlanılmalıdır. Bunun için de yağmur suyu depolamak için belirli alanlarda yer altına havuzlar yapılmalı; tüm park-bahçe sulamaları bu sularla yapılmalıdır. Parke taşlar döşenirken; altına geçirimsiz tabaka yapma uygulamasından vazgeçilmeli, yağmur suyunun taban suyuna karışması sağlanmalıdır. Yağmur suyu ve balkon yıkama sularının kanalizasyona karışması engellenmeli, ayrı bir kanal ile toplanması sağlanmalıdır.

2)Gri su

Banyodan, lavabodan, mutfaktan, bulaşık ve çamaşır makinesinden gelen sulara gri su adı verilmektedir. Gri su; evsel atık sular içinde en büyük orana sahiptir. Tüm binalarda (konut-işyeri-kamu-özel) mutlaka gri suyun arıtılıp yeniden kullanılabileceği sistemler kurulmalıdır.

Her amaç için aynı kalitede su kullanılması yanlış bir uygulamadır. Basit arıtma sistemleri ile gri suların bahçe sulama, çevre temizliği, tuvalet sifonları ve araç yıkama gibi işlemlerde yeniden kullanılması mümkündür.

Böylelikle; ülkemizde bulunan kıymetli doğal su varlığımız korunmuş olacağı gibi; kanalizasyona verilen atık su miktarı da azalacağı için belediyeler tarafından yapılan ve yüksek maliyetlere neden olan arıtma sistemlerinin hacmi azalacaktır.

Su, yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur ve yerine başka bir madde ikame edilemeyen, sınırlı bir doğal varlıktır. Kuraklıkla karşı karşıya olduğumuz gerçeği ise hem ülkemizin bulunduğu iklim kuşağı nedeniyle hem de küresel iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle apaçık ortadadır. Bu gerçeği gözümüzün önüne koyup su kavramını yeniden ele almalıyız. Türkçemizdeki “sudan ucuz” sözüne de başka bir açıyla bakmalıyız. Unutmayalım ki; su yoksa yaşam da yok!

Sevgiyle kalın, susuz kalmayın.