Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '12

 
Kategori
İnançlar
 

Kuranı algılamak istiyorum

Kuranı algılamak istiyorum
 

İyi niyet gösterisi de aranmayan bir çerçevede, gelişime, yeniliğe açık bir tür düşünce yapısı ile sorunların çözülmeye başlanacağına, ortadan kalkacağına, inanıyorum.


Kuran’ı algılayabilmek hususunda şimdilerde tek yapmamız gereken, tüm yaşananlara karşın bilinçli, kararlı ve çok kültürlülükle “evrensel boyut’a” karşı elimizden geldiğince, kapasitemiz nispetinde duyarlı olabilmektir. Aksi halde, Allah ismiyle işaret edileni, sınırsızlığını yakalama, kendimizde bulma ve yaşama olasılığımız yok gibi. Zira yapay birikim ve deneyimlerden çıkarılacak dersler buna işaret ediyor.

Mesele şu ki; bu algılama aklıselimle kabul edildiğinde durum ve çözüm de kolaylaşacak.

Bahsettiğim konunun empati kurma ile bir ilgisi yok. Toplumsal yaraları sarmakla da bağlantılı değil. ‘Biz size gelelim TV seyredip laflarız’, ‘Siz bize gelin, pasta, börek yeriz’ de değil. En açık yanı ile söylüyorum; bir gücü, ilmi kabullenmek ve ‘eskiden kalma bilgileri eritmek, yani safraları atmak’ bahsettiğim şey.

Tabi, ben bütün bunları bizlere, kafayı bu konuya takanlara yazıyorum. Bu meseleyi dert edinenlere sözüm.

Kimliğimizde ve damarlarımızda dolaşan kanda bu var çünkü. İşte bu mesele bizde sağduyuyla rayına oturup gelişmezse, nereye gider?

Vakit geçirmeden yanıtlayayım: Tanrıya!...

Eskiden bir söylem olarak algıladığımız, ama bugün hızla değişen/gelişen bilim artık gerçekten kapımızda. Yaşayan İslâm’ı daha önce pek benzeri olmayan bir gerçekçilikle yansıtmayı bildi ve Kuran’ın yeni adresi olmaya başladı. Dolayısıyla, onu algılamada bizim de çabamızın, katkımızın olması gerekiyor. Tabi yoğun gündemimiz arasına en azından bu konuyu düşünecek, yerleştirecek kadar…

Biliyorum, İslâmi hikâyelere bayılan, var oluşu bu seviyede görmek isteyenler ve bunlarla yaşamaya alışmış kimi kesimler seslerini yükseltmeye başlayacaklar ve kendilerine destek arayacaklardır, ama nafile!... Atı alan Üsküdar’ı geçmiş bir durum var ortada, artık geriye dönüş yok.

İyi niyet gösterisi de aranmayan bir çerçevede, gelişime, yeniliğe açık bir tür düşünce yapısı ile sorunların çözülmeye başlanacağına, ortadan kalkacağına, inanıyorum.

Bu husustaki ilk ayrıntı, madde plânının olmadığının belirlenmesidir.

“Aklıma yatmıyor!”diyenlere tek bir söz söyleyebilirim: Allah’ı tanımak gerekiyor! “Tanımak” dendiğinde kendiniz için ne düşünürseniz düşünün, ama bu ham bir hayal olmasın. Aklınızdan geçen ‘O’ işaret edilen manayı algılamak ve bilim düzeyinde bunu oturtmak. Hatta çoğunlukla mecaz kokulu tasavvufi modelleri dahi bir kenara bırakıp somut bilimsel veriler üzerine eğilmek.

Yapılacak yegâne şey bu.

İşte bu noktaya gelindiğinde, hiçbirimizin söyleyebileceği iki çift sözü olmaz. Ve o vakit, gerçek bir Kur’an anlayışıyla buluruz kendimizi.

Şayet inat edip yerimizde sayarsak, Allah bizi hiç affetmez bilmiş olun.

Bu bağlamda, önemli bir gelişmeye de parmak basmak gerekiyor.

Bize düşen görev, son dönemde gösterilen açılımı tehlikeye sokmamak için, tüm hassasiyetleri göz önünde bulundurmamızdır.

Çünkü yaşamı sadece dünyevîlikten uzak durmak sanan dar kafalılar, peşin hükümlüler, bu projenin başlatılması ile hiçbir şeyden taviz vermeyeceklerdir, bunu biliyorum. Ama onlar bu tutumları ile (belki farkında değiller) zaten kendilerini dışlamış, tercih ettikleri bir kaosa doğru yönlendirmiş oluyorlar.

Ahmed F. Yüksel

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..