Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kurdun ensesi neden kalındır?

Kurdun ensesi neden kalındır?
 

“Baksana dostum, boynundaki tüylere ne oldu?” (Foto:A.AK)


Açıkçası düşünmemiştim; kurdun ensesi gerçekten kalın mıdır?
Kurda sormuşlar ya!:
“Kendi işimi kendim yaparım” demiş ama nasıl olur da ensesi kalın olur?
Meğer çelimsiz ve karnı aç bir kurt, soğuk bir günün sabahı köyün yakınlarında dolaşırken, bir köpekle karşılaşmış da oradan çıkmış bu mesele…
Besili ve karnını iyice doyurmuş olan köpeğe yaklaşmış kurt:
“Söylesene dostum” demiş “Nasıl böyle tombul olabiliyorsun?”
“İnsanlar beni besliyorlar” diye cevap vermiş köpek.
“Hepsi bu kadar mı?” diye alaylı bir ifadeyle sormuş kurt;
“İşin çok zor olmalı öyleyse!”
“Hayır!” demiş köpek.
“Yaptığım tek şey, geceleri bahçeyi beklemek.”
“Bunun için mi sana yemek veriyorlar?” demiş yine kurt.
Eğer hepsi buysa razı olmuş, dışarıda yiyecek bulmanın ne demek olduğunu bilen kurt…
“Sahibim şüphesiz seni de besler” demiş köpek.
Kurt, köpeğin haline imrenmiş ve beraberce köpeğin bekçilik yaptığı yere doğru gitmişler. Bahçeye girer girmez kurt, köpeğin boynundaki bir ize dikkat kesilmiş.
“Baksana dostum, boynundaki tüylere ne oldu?”
“Tasma, tüylerimi döktü” demiş köpek;
“Günün ve gecenin büyük bir bölümünde bağlıyım.”
“O halde hoşça kal zavallı dostum” demiş kurt ve hızla oradan uzaklaşmış.
Fikrini değiştirmiş kurt; “kendi işimi kendim yaparım” demiş, özgür olmayı tercih etmiş.
*   *   *
Bir başka bakış açısıyla; eğer doğru ve zamanında yapılmasıysa asıl olan, “kendi işini kendin yap” mı denmeli?
Herhangi bir iş önemseniyor ve o iş yapılabilecek konumdaysa, onu kim yapmalı?
Başkası değil elbet! Çünkü kimse işimizi bizden daha fazla düşünmez.
Madem hayvan dostlarımızdan söz açtık, “el elin eşeğini türkü çağırarak arar” derler ya!..
*   *   *
Eşek dedik aklıma düştü, bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğuna, kuyunun da zaten kapanması gerektiğine ve eşeği çıkarmaya değmeyeceğine karar verir.
Bütün komşularını yardıma çağırır.
Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar.
Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar.
Sonra herkes şaşkınlaşınca, sesini keser.
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra çiftçi, kuyuya bakar.
Gözlerine inanamaz.
Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular da toprak atmaya devam ederler.
Herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım daha atıp, koşarak uzaklaşır!
*   *   *
Hayat üzerimize hep toprak atacaktır.
Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmek değil midir?
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır.
En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
Silkeleniyoruz ve biraz daha yukarı çıkıyoruz.
Ha gayret, bir gün Ay'a da çıkacağız, oraya bayrağımızı dikeceğiz...
İşte merdiveni!

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..