Kürt Açılımı ve toplumun başına çorap örmek

Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü...

Birilerinin kulağına kar suyu mu kaçtı, yoksa başımıza saksı mı düştü ?

Birileri bir yerden düğmeye mi bastı...

Bazı gruplar, Türk ve Kürt halklarının ayrışımının temelini atmak için harıl harıl çalışıyorlar.

Son dönemlerde Kürtçe’nin önünde bir engel kalmamıştı. Devletin televizyon kanallarından biri de Kürtçe yayınlara başlamıştı. Kürtçe dil kursları serbest bırakılmıştı. Bu kurslara rağbet eden de olmamıştı.

Kürtçü, Kürt şahinlerine bu açılımlar yetmemiş gibi görünüyor.

Açılımlar bir pazarlığa dönüşeceğe de benziyor. Pazarlığın muhatapları da İmralı’dan nutuk çekmeye devam ediyor. Kürt oylarının ancak %25’ini alan, Türkiye genelindeki oy oranı ise ancak % 5 olan, Kürtçülük üzerine siyaset yapan bir parti de diğer bir muhatap durumunda...

Oysa, Kürtlerin % 75’i bu yaklaşımlara, ırkçı partilere oy vermemişler.

DTP’nin son yerel seçimlerde aldığı oy Adıyaman’da % 5, Gaziantep’ te % 1, ŞanlıUrfa’da ise % 10 civarındadır.

Anlaşılan o ki, azınlık bir grup bu konuda ağırlığını koymuş durumda ve isteklerini dikte ettirmektedir.

Tüm bunların ışığında olası açılımlar ve senaryolar neler olabilir.

* Doğu ve Güneydoğu’nun bazı illerinde yaşayan Kürtlere Kültürel özerklik verilecek, kendi dilleriyle eğitim yapma, yayın yapma haklarına sahip olacaklar. Kendi üniversitelerini kuracaklar. Bu illere Kürt valiler, kaymakamlar atanacak. Kürt öğretmenler bu bölgelerde görev yapacaklar.

* Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin bazı illeri, Kürt eyaletleri olacak. İç işlerinde serbest dış işlerinde Türkiye bağlı olacaklar. Kendi diliyle eğitim yapacak, iç güvenliğini kendi polis teşkilatı sağlayacak. Dışişleri ve genel güvenliğinden Türkiye sorumlu olacak.

* Önce ilk iki varsayımdan birini taktik olarak kabul edecek Kürt Şahinlerinin, gelecekteki amaçları tam bağımsız bir Kürdistan’ı kurmak olacak. Bu Kürtçü politikalarla Irak, İran ve Suriye Kürtlerini de içine almayı amaçlayacak ve Büyük Kürdistan’ı kurmayı hedefleyeceklerdir. İmralı zaten kırk milyon Kürt'ten bahsediyor !

Bunlar birer senaryodur. Açılımı başlatanlar zaten bir ayrımı da başlatmış oldular. Yukardaki senaryolardan hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, asıl sorunlar bundan sonra başlayacaktır. İsterseniz bu sorunları da senaryolaştıralım.

* Kürt bölgesindeki tüm yatırımlar duracaktır.

* Batı bölgelerindeki Kürt vatandaşlarımız iş bulmakta zorluk çekeceklerdir. Bu bölgelerdeki insanlar ne yazık ki göçe zorlanacaktır. Üzerlerinde psikolojik bir baskı oluşacaktır.

* Şimdiye kadar olmayan, olmamış olan ayrışım başlayacak,Türkiye'de, Kürtler için Başbakan, Cumhurbaşkanı vb olmanın yolları kapanacaktır.

* Kürt ve Türk halkları arasında bir güven sorunu yaşanacaktır.

* Kürt bölgelerinde iç hesaplaşmalar ve kavgalar başlayacaktır.

* Ne yazık ki bu senaryolar, Kürt vatandaşlarını ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürecektir.

* Dar bir alana, Diyarbakır ve doğusuna sıkışıp kalacak olan Kürt bölgesi açlıkla, sorunlarla başbaşa kalacaktır.

*Bu sefer Ermeni Soykırımı iddası Kürtlerin yakasına yapışacaktır . Zaten Yaşar Kemal romanların da bu konuyu yazmıştı.(“Yağmurcuk Kuşu” Kimsecik 1) Ermeni, Yezidi kıyımlarını Kürtlerin yaptığını bu romanında anlatıyor.

* İran, Irak ve Suriye ile komşu olacak Kürt bölgesinin çıkış bulabilmesi çok zorlaşacak. Bu ülkelerle çok sorunlar yaşanacaktır..

* Zaman içinde batı bölgelerinde Kürt, Türk çatışma olasılıkları artacak. Tam bir ayrışım ve ayrılık yaşanacaktır.

Netice olarak,her iki toplulukta acı çekecek, zarar görecek, olanlar yine Kürt vatandaşlara olacak, bu açılım aldatmacalarının başlarına çorap örmüş olduğunu gördüklerinde vakit çok geç olacaktır.

Bu benim yazdıklarım birer varsayımlardan ibarettir. Gönül hiç bir ayrılığı istemez. Ayrılık her iki topluma da zarar verir, en çok da Kürtlere verir.

Zaten Kürtlerin % 75 ‘i bu türlü ayrışımlara karşı olduklarını kullandıkları oylarla göstermiş oldular. Bazıları bunu görmezlikten gelerek demokrasi havarisi havalarıyla toplumu ayrıştırmanın yoluna gidiyorlar.

Tüm bunları yazarken, Kürt vatandaşlarımızın kültürel haklarına, kendi dillerini konuşmalarını , Kürtçe televizyonları izlemelerini, kendi dilleriyle okuyup yazmalarına saygı gösteriyorum. Tüm bunların bir hak olduğuna da inanıyorum. Zaten bunlar bir ölçüde yapılıyor. Bunu dışında tüm açılım ve ayrışım düşüncelerine karşıyım.

Kimse başımıza çorap örmeye kalkmasın...