İşsizlere, limoncu ol tavsiyesi...

Herkes limoncu oluyor...

Arasıra sabah programlarına gözüm takılıyor.

Evlendirme programları yanında, kayıpları arayan, faili meçhul olayları işleyen programlar da var.

Bu programların bazılarında uzman psikologlar ve avukatlar da bulunuyor.

Atv'de, Müge Anıl ile Tatlı Sert programına izliyorum.

Geçen yıllardan devam bir olayın değerlendirmesi yapılıyor.

Konuklardan biri iş bulamadığını, hele bu olaylar yüzünden kimsenin kendisine iş vermediğini belirterek, bir ölçüde iş isteğini de belirtiyordu.

Programın avukatı, kişiye dönerek: İş bulamıyorum diye birşey yok, git birinden elli lira al. Git limon al , bire aldığın limonu beşe sat, ödünç aldığın parayı geri ver. İşte sana iş anlamında öğütler veriyordu...

Bu limon hikâyesi toplumumuzda klişe bir lâf oldu...

Zor durumda olanlara hep limon satması öğütlendi...

Bu öğütlere bazıları hemen uydu.

Bir kasa limon aldı. Önce pazarda, köşelerde kendine yer bulabilmek için uğraştı. Ne kadar çok limoncu olduğunu o zaman anladı.

Bir de zabıtalarla uğraşmak zorunda kaldı. "Çaya, çorbaya, salataya limon diye bağırdı". Kendi sesini kendi bile duyamadı.

Limonları satamadı ama eve gelince bolca limonata içmiş oldu.

Bir program ve programın uzman avukatının işsiz, çaresiz insana limon sat demesi, ülke gerçeklerinden ne kadar uzak olduğumuzun bir göstergesi olarak karşımızda duruyor.Bu bir ölçüde şu anlama geliyor."Ekmek bulamıyorsan pasta ye" demek oluyor...

İşsizlerin hepsini limoncu yapma anlayışı, iş mi yok iş yapana, ekmeğini taştan çıkar, simit sat anlayışlarıyla da örtüşüyor. Bunları söyleyenler, genellikle işsizlikle uzaktan yakından ilgisi olmayan tuzu kurulardır...

İşsizliğe çare bulundu... Herkes limoncu oluyor