Kurt Görmüş Eşek Ne Yapar?

Biz insanlar bilmediğimiz şeyi yok sanmak gibi bir huya özelliğe sahibiz. Birçoğumuz zaten nasıl sorularını yanıtlamayız. Çoğunlukla bilinmezleri kabul eder geçeriz. Kitapta yazanları doğru yazmayanları yok kabul ederiz. Bilime inanmaz, batıl inançlarımızın peşinden gideriz.  Biz böyleyiz ne yapalım!

Bilindiği gibi, internet hatları uzun bir zamandan beri “fiber optik” kablolarla iletilirken, bu hatlardan bilgi işletildiğini biliriz. Aynı zamanda bu hatlarla virüs gönderildiğini daha öğreneli yirmi yıl olmadı. Akıllı sayaçlarla tanışalı on beş yıl oldu. O sayaçlar ki birçoğu insanın bildiğinin aksine sadece ölçme yapmıyor. Kişilerin enerji analizini yapıyor. Evde olup olmadığını saptıyor. Uzaktan okunabiliyor. Uzaktan kapatılabiliyor. Ev dinlenebiliyor. Evdeki bilgisayarlara virüs gönderilebiliyor. Yani o çok olmasını çok istediğimiz akıllı sayaçlar, tıpkı bir bilgisayar gibi çalışıyor. Uzun ömürlü bir pil vasıtasıyla on yıl boyunca bir evde neler olduğunu açıklamak çok zor değil.

İnsanlar nedense uzaydaki birçok yıldızın kilometrelerce uzaklıktaki yıldız hareketlerinin görülebileceğine inanırken, karıncaların veya böceklerin seslerini duymadıkları için söz konusu canlıların ses çıkaramadığını düşünebiliyor; “Sesin şiddeti doğrudan kulak zarına ulaşan mekanik basınçla ilişkilidir ve desibel (dB) olarak ölçülür. Kulağımız 0-140 dB arası sesleri algılar. 140 dB kulakta ağrı, kulak zarında yırtılma gibi etkiler yapar. İnsan kulağı 20-20 bin Hz arasındaki sesleri duyar. Bu sınırın altındaki seslere infrasonik, üstündeki seslere de ultrasonik sesler denir.

Konuşma sesi aralığının 500-2 bin Hz arasında değişir. Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü düzeyi 100-10 bin Mhz ve 85 dB düzeyidir.”

Veya; “İnsan kulağının hissedeceği ses oranı 0-140 dB arasında olmaktadır. Fazlası ağrı ve kulak zarına zarar verebilir. İnsan kulağının 20-20 bin Hz arasında olan sesleri de algılayabilmektedir.” Bu kurallar normal insanların yani bizlerin sesle ilgili bileceği bildiği şeylerdir. Halbuki birçok fiziksel birimlerin üst ve alt birimleri vardır. Misal günlük hayatta kullanılan elektrik akımının değerinin birimi Amperdir. Amperin binde onu ile yarısı ortalama bir lambayı yakarken, milyonda biri de veya milyonda yüzü beyinsel faaliyetlerde kullanılıyor. Akım birimi olan Amperin on katı bir elektik makinesini çalıştırırken, yüzden fazlası bir küçük işletmeyi, binden fazlası da orta ve büyük ölçekte bir fabrikayı besliyor. Algılarımızın anlamadığı şeyleri yok kabul etmek gibi bir yanılgı içinde olabiliyorlar. Kurt görmüş eşek misali, görülenler var, görünmeyenler yok. Ormanda bir eşek varmış. Bu eşek biraz saf da bir hayvanmış, birgün kurt bakmış uzaktan ona doğru geliyor. İlk aklına geleni yapmış. Gözlerini kapatmış. Zannetmiş ki; gözlerini kapatınca hiçbir şey görünmüyor dünya bir anda zifiri karanlık oluyor, kurt beni bu karanlıkta nasıl bulacak? Eşek işte…

Biz algılamıyorsak, başkası da algılamıyor değil ya. Algılayamadıklarımız olmasaydı, tövbe, tövbe!