Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği

http://blog.milliyet.com.tr/anadolumed

25 Eylül '14

 
Kategori
Dünya
 

Kurtlar ve Kuzular

Kurtlar ve Kuzular
 

Gücü ve yönetimi elinde bulunduran insanların, bu gücü ve yönetme yeteneğini kendiliğinden güçsüz halk kitlelerine devretmeleri pek rastlanan bir durum değildir. Eğer gerçekte böyle kişiler varsa bu kişiler son derece saygı değer, eli öpülesi kişiler olmalılar. Ancak batı toplumunun Afrika’da yaptıkları mezalimler, İspanya’nın Güney Amerika’da, Hollanda’nın Endonezya’da Amerika’da Kızılderililere yapılanlar, Japonlara atılan atom bombaları…

Sahiden bu kadar öldürme içgüdüsüyle kin ve nefret saçan Batı Toplumu neden demokrasi, insan hakları, adalet savunuculuğuna soyundu. Ve diğer toplumlar sahiden Batı Medeniyeti’nin insanlığa adalet getirebileceğine inanabiliyorlar mı? Batılı yazarların dilinden batı medeniyetinin savaşları okunduğunda ciddi bir anlamda kilise yönlendirmesiyle katliamlar yaşandığına tanık olunacaktır. Buna en bariz örnek ise, şüphesiz İspanya’nın tekrar yaklaşık sekiz yüz yıl süren zorlu mücadelesi sonunda ele geçirilmesidir. Bir anlamda dünya tarihinin gördüğü en demokratik, insan haklarına saygılı bir medeniyeti el değiştirmiştir.  Zira İspanyadaki devlet insanların dini inanışlarına müdahale etmeksizin, kilisesiyle, havrasıyla camileri, kütüphaneleri ile ciddi anlamda şu yüzyılda bile özlemi çekilmesi gereken bir medeniyet inşa etmişti. En son kalan Hıristiyan harici topluluklar ya zorla din değiştirmeye ya da sürgüne yollanmıştı. Zaman itibariyle kimsenin davranışlarını, hayatta kalabilmek için oluşturduğu taktikleri, senaryoları eleştirecek durumda değiliz. Pek tabi olarak bir kuzu bir kurtla aynı sofraya oturuyorsa, kuzunun kurt tarafından yenilmesinde şaşılacak bir yan yok. Asıl bu durumda kuzu hatasının bedelini yaşayacaktır. Zira kuzuyu yemek, kurdun doğasında var. Kuzu ile kurt güç dengesi bakımından da bariz bir eşitsizliğe sahiptir. Dolayısıyla kurt nasıl hayatta kalabilmek devamlılığını sağlayabilmek için, kuzuyu yemek zorunda ise, kuzunun geçmişten ders alması, bir tilki kurnazlığında olması, rakibini oyalaması gerekirken boynunu kurdun ağzına uzatıyorsa gelecekte kuzunun soyundan söz edilemez.

Tarihin iyi veya kötülerden ziyade kazanalar tarafından şekillendirildiği su götürmez bir gerçektir. Medeniyetler arası güç dengesi açısından bakıldığında kuzu kurt misali belki de çok hafif bile gelecektir. Ancak kurt yüzyılların verdiği bir tecrübe de kazanmıştır artık. Zira kuzuyu bir defada yese daha sonra yiyecek bulması zor olacak, belki de yiyecek bulmak için kendi soyuna saldıracak. Bu durum geçmişte yaşanmamış bir şey değildi. Belki yine yeniden yaşanabilirdi. Bu durumu önlemenin en önemli yolları ise kuzuların çoğalıp kurtlara daha sağlıklı bir ortam sunulmalıydı, kuzular semirmeliydi, her şeyden önce gönüllü de olmalıydılar. Bu zor bir süreç olmakla beraber başarılmaması için bir neden yoktu. Kuzular adına sahte kahramanlar türettiler, müzikler, filmler….. Kısacası gönüllü ve daha çok üretmek çalışmak ve her şeyden de öte semiren bedenlerinin pek fazla zorluk çekmemesi de gerekiyordu. Bu durumu da olsa olsa kuzulardan sağlayabilirdi. Yetiştirdikleri baş kuzular diğer kuzuları arkalarına takmış efendi kurtlara servise hazırlanıyorlar. Kuzular demokrasi, insan hakları ninnileriyle kurdun devamı sağlamak üzere keyifle birbirleri ile yarışıyorlar. Ama yarışın sonunda, tecelli edecek şey kurda mükellef bir ziyafet olacak.

Kim diyebilir kurt haksız. Kurda kurtluğunu hatırlatan kuzu olmazsa yoksa kendi soyundan birilerini yiyerek hayatta kalmaya çalışacak. Şükür ki henüz kuzu ırkı çok ve de çoğalmaya da devam ediyor, ninnilerle, masallarla…

İlhan Aydın

Teknik Öğretmen

Yönetim Kurulu Üyesi

 
Toplam blog
: 29
: 206
Kayıt tarihi
: 20.08.13
 
 

Anadolu Mesleki Eğitim Derneği mesleki eğitimde yeni fikirlerini, düşüncelerini, eleştirilerini v..