Kürtler Vadisi'nin sırrı

Her pozisyonda gol yemeğe alıştığımız için. En sıradan olaylarda bile külahı kafamıza geçiriveriyorlar. Bu da yetmiyormuş gibi. Övünme, gurur ve alkış istiyorlar bizden. Sanki bizi düşünen varmış gibi.Biz de oy vermesek de verdiğimiz oy bir işe yaramasa da sevinçle yaşıyoruz demokrasi içinde.

Size "Kürt’ler vadisinin sırrını’’ yazacağım.Niye? o vadiye giren çıkamıyor? Biraz da onun hikayesi bu. Sondan başlarsak. Hiçbir işe yaramayan ve ne kadar partili tanıdık varsa içine doldurulan bir kurum olan RTÜK ‘’ Kurtlar vadisi terör’’ dizisini yayından kaldırdı. Hımmm! Bir düşünelim. İçinde silah, kan, kabadayı var ve kötü örnek oluyor diyerek kaldırıldı. Ve necip halkımızın çoğu da bu diziye bayılsa da işin bu kısmına bir şey diyemedi. Peki, işin aslı böyle mi gerçekten?

Şu an televizyonlarda onlarca saçma sapan dizi var. Bir tanesi ‘’Acı hayat’’ İşsiz- güçsüz adamlar, mahalle delikanlısı kıvamında, ellerinde silah sürekli dert peşinde. Bir tane kürt mafya babası. Akşama kadar sevdiği kızın resmini kurşunlayan oğlan. Ama bu dizi olumsuz olmadığı için yayında. Kanalın birinde "berivan" diğerinde ‘’keje’’’’eyvan’’ eskiden "zerda" "meyrik" "dilan" ulusal kanallarımızın hepsinde oynuyor. Feodal kanunlar içimize işliyor sıcacık ama hiçbiri zararlı değil. Devletin askerine, polisine posta koyan tarikat şeyhleri ile dolu diziler var. Ama zararlı değiller!

Yüz yirmi bin kişi istemem demiş, dört yüz binin üzeri isteriz demiş ''kurtlar vadisi terör'' dizisini. Ama dizi yayından kaldırılmış. Çünkü: dizide Kürtlerin nasıl tuzağa düşürüldüğü ve düşürülmeye çalışıldığı anlatılıyordu. İmam, öğretmen, asker, polis vuran insanların aslında orada yaşayan insanların geleceğini öldürdüğünü anlatacaktı dizi. Bu oyunun nasıl kalleş bir oyun olduğunu anlatacaklardı. Hemen biri şak! diye emretti. Şak! diye yerine getirdiler.

Rahmetli Adnan Kahveci gelmiş geçmiş en düzgün, en namuslu, en zeki, en vatanperver devlet adamlarından biriydi. Doğu ve güneydoğu sorunu üzerine bir rapor hazırladı. En üst makamlara verdi. ‘’aman! ne yapıyorsun? Başın derde girer, bırak doğrucu davutluğu’’ dediler. Şaibeli bir kazada öldü.

Rahmetli Uğur Mumcu ‘’Kürt dosyası’’ diye bir kitap yazıyordu. İlginç bağlantılara ve ses getirecek bilgilere ulaşmıştı. PKK denilen şeyin aslında ne olduğunu bulmuştu. Namuslu ve şerefli bedenini havaya uçurdular. Emekli generallerden Hulusi sayın ve İsmail Selen çok değişik komutanlardı. O bölgede görev yapmışlar ve devleti yönetenlerin yaptıklarının olmayacak işler olduğunu, yapılması gerekenlerin yapılmamasının ihanet olduğunu söylemişlerdi. Tahmininiz ne? Evet, her ikisi de bir suikast ile öldürüldüler.

Çocuklara spor sahaları yapan emniyet müdürleri sürülüyor. Gaffar Okan öldürülüyor. O Gaffar okan ki. Kürtler çocuklarına Gaffar adı koydular. O kadar sevdirdi kendini. Oyunu kalpten bozdu. Ama şerefli bedenini delik deşik ettiler.

Ben çok zor durumdaki doğulu beş çocuğa düzenli yardım yolluyorum. Başlangıçta Türkçe yazamıyorlardı. Okulda açlıktan bayıldığını söylemişti öğretmeni bir tanesi için. Şimdi hepsi çok güzel yazıyor. Onlara sürekli kitaplar da yolluyorum çünkü. Bir tanesi Hakkari’li Süleyman. Babası bakkal. Kepenk kapatma eylemi olduğu gün. Onların dükkanı açıktı. Dükkanda bir şey yoktu ama açıktı. Bilmem gayet açık mı?

Bu oyunu ancak. Çalışkan, inançlı ve namuslu insanlar çözer. O halde ne duruyoruz? Derin uykularda kalmışlığımız yetmez mi?