Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

04 Temmuz '13

 
Kategori
Anılar
 

Kurtuluş'suz yıllar ( Adanalı Sanatçı Kurtuluş'un 4. ncü ölüm Yıldönümü anısına)

Kurtuluş'suz yıllar ( Adanalı Sanatçı Kurtuluş'un 4. ncü ölüm Yıldönümü anısına)
 

4 Temmuz 2009 tarihi büyük bir sanatçıyı dostu arkadaşı sevgiliyi ayırırken bizlerden;

Kendi ellerimizle sonsuzluğun kucağına bırakıverdik onu…

İnanamamış, zamansız gidişini kabullenememiştik ama hiçbirimizin aklına zamanın bu kadar hızlı geçeceği de gelmemişti…

4 Temmuz 2013 neredeyse tam dört yıl geçmiş aradan daha dün gibi, koskocaman dört yıl geçmiş yarından itibaren de beşinci yılına girecek yokluğu…

“Kurtuluş’suz geçen yıllar” bir öykü değil bir film değil, ölümden değil unutulmaktan korkan bir dostun gidişinin adı…

Ama biz onu hiç unutmadık ki “O” hep bizimleydi, şarkılarıyla sesiyle gitarıyla her şeyden öncesi de içten ve dostça gülüşüyle…

***

Yüreği tahriş eden, damakta acı bir tat bırakan bir hadisedir bir dostun zamansız gidişi…

Karmaşık ve hassas insan ilişkileri her ne kadar kendiliğinden gelişen bir hadise gibi görünse de dostluk denen kurum; sevgi, dürüstlük ve ilgi isteyen duygusal bir emeğin ürünüdür…

Dost, ortak frekanslarda buluşup ilişkinin altyapısını oluşturduğumuz, hissi paylaşımlarda bulunduğumuz, şakalar yapıp güle durduğumuz, yanında kendimizi iyi hissedip hissettirdiğimiz, değer verdiğimiz ve en önemlisi güvendiğimiz kişilerdir…

Adam gibi adamlardır, öyle gelip geçici değillerdir, kalıcı misafirlerdir hayatımızda, baş tacı ettiğimiz, sevmek zorunda olduğumuz, bize sevgiyi adamlığı insanlığı öğretenlerdir.

Bir an gelir tıpkı o gün 4 Temmuz 2009 saat 14.30 da olduğu gibi geleceğe yapılan planlar, bitmek bilmeyen hayata dair hesaplar, umutlar hepsi ipi kaçırılan “uçan balon” misali havaya yükselir ve kaybolursa biter mi bütün bu saydıklarım?

Bırakıp gittiklerinde bizi yapayalnız, bitmez…

Bitmediğini anlatmaya yeter mi kadere olan isyanım...

Gitar mı susar, mikrofon boynunu büker mi bilemem ama ne zaman “İstanbul sokaklarını” dinlesem ne zaman aklıma “Keskin bıçak” gelse boynumu da bükerim, inceden inceye hüzünlenirim de.

O gün tüm gün aralıksız beynim zonklar dilim kurur…

Kendi kendime sorarım her yıl; unutulmaz bir sanatçı mı kaybettik yoksa o gün eşsiz ve bulunmaz bir dost mu diye?

Elbette ben gerçek bir dostumu kaybettim, ülkemiz çok büyük bir “sanatçıyı…”

***

Bundan tam dört yıl önce adı KURTULUŞ tu ama bedenine musallat olan illetten olağanüstü mücadelesine yaşamak isteğine azmine rağmen “kurtulamadı…” Ne yazık ki hiç birimiz de kurtaramadık…

O gün sandık ki gitar sustu, sandık ki şarkıları boynunu büktü sandık ki 3 çocuğu öksüz kaldı;

Hâlbuki o gün tüm ADANA, arkadaşları dostları tüm sevdikleri ÖKSÜZ kalmıştı…

***

Değerli dostum sanma ki unutuldun, sanma ki sen çekip gittin,

Sanma ki dost gidince unutulur sanma ki sen unutulacak unutturulacak bir adamsın,

Hiçbir yere gitmedin, hala seni tanıyan tanımayan herkesin yüreğinin en güzel yerindesin…

Seni çok sevdik yaşadığımız sürece de seveceğiz, belki sana yaşarken gerektiği kadar anlatamadık açıkça gösteremedik yüksek sesle söylemedik ama gerçek bu;

“Seni hiç unutmadık, unutmayacağız ve asla unutturmayacağız…”

***

Sana olan özlemimizi hasretimizi yüreğimizdeki doldurulamayan yerini her yere yazdık,

Yetmez dedik diz çöktük yakardık; yalansız riyasız duygularımızı sevgimizi yolladık gökyüzüne el açıp

İnanıyorum ki bugün de sana “Melekler” anlatacaklar…

 

Yeter ki sen “huzur içinde uyu…”

 

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 4 Temmuz 2013 00.50

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..