Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kuşadası'nda saklı cennet; DEĞİRMEN (2)

Kuşadası'nda saklı cennet; DEĞİRMEN (2)
 

objektifimden...


Gezmeyi çok seviyorum.

 

Değişik yerleri görmeyi, gözlemlemeyi ve yeni yeni bilgiler öğrenip de bilgi dağarcığımı zenginleştirmeyi.

 

Ve… Hatta gördüklerimi, izlediklerimi fotoğraf kareleri ile de ölümsüzleştirmeyi.

 

Eminim ki benden sonra, çocuklarıma yazılarım kadar belki daha fazla bir fotoğraf arşivi kalacak.

 

Hani, biz şimdi yıllar öncesinin ki çoğunun uçları sararmış,siyah beyaz fotoğraf karelerine nasıl özlemle yüklenmiş bir halde bakıyor isek.Bir gün, onlar da öylece bakıp bakıp fotoğraflara, bizi anacaklar.

 

İşin gerçeğini söylemek gerekirse, bazen uzaklara gidip gezip görüyoruz da çoğu zaman burnumuzun ucundaki bir adım mesafedeki yerleri bilmiyoruz.

 

Değirmen’in adını çok duymuştum. Ve… Değirmen’i bir restoran olarak biliyordum da hiç gitmemiştim.

 

Çok uzaklardan gelen bir arkadaşımın  ‘’ Burada Değirmen diye bir yer varmış. Gidelim mi?’’ diye bir teklif getirmesi ile düştük yola.

 

Kuşadası, Davutlar yolu üzerinde çok geniş bir araziye kurulmuş Değirmen. İlk girişte kocaman bir yel değirmeni karşılıyor gelenleri.

 

Sol tarafta da Dünya’nın ilk ve tek zeytinyağı müzesi. Bin yıllar öncesinden bugüne değin zeytinyağının geçirdiği evrimler gözler önüne serilmiş hayli dökülen emeklerle.

 

Restoran kısmı çok güzel sakin ve alabildiğine huzur veren bir bölüm. Yemekler deseniz enfes.

 

Bir masal ülkesine gelmiş gibi hissediyor insan kendini.

 

Alabildiğine geniş bir arazi ve üzerinde kurulmuş bir cennet köşesi.

 

En çok Ana Tanrıça Kibele için kurulan köşe ilgimi çekti. Bir de arazi içerisinde var olan eski bir evin restore edilerek, ziyaretçilerin beğenilerine sunulması.

 

Her bir köşesi ayrı güzellikte.

 

Asma köprülerin süslediği dereler.

 

O derelerde yüzen kuğular, ördekler…

 

Minyatür bir hayvanat bahçesi ki neler neler var içinde.

Atlar için ayrılan bölüm ise gerçekten görülmeye değer.

 

Arkadaşımla uzun bir zaman gezdik dolandık. Kâh orada yaşam süren hayvanları gözledik, kâh göletin üzerine kurulmuş tahta iskelede oturup, sıcacık çaylarımızı yudumlarken, kuğuların danslarını izledik.

 

Ve… Gün Batımı’nın muhteşem görüntüsü eşliğinde; tekrar gelmek için, bakışlarımızla sözleştik sessizce.

 

Gidin ve görün derim.

 

Görün ve de huzurun sizi nasıl sarıp sarmaladığını fark edin, bu eşsiz güzelliklerin içinde.


Ay Şen
 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..