Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '07

 
Kategori
Futbol
 

Kuşbaşı Kartal

Kuşbaşı Kartal
 

Kimimiz kızıyor ona, kimimiz sempatik buluyor. Ama bugünkü maç gösterdi ki, Ahmet Çakar hakemler hakkında doğru söylüyor. “Hakemler bu sene sahada Beşiktaş’ı doğruyor, maçları katlediyor. Bugün Türk hakemliğinin geldiği nokta Yemen hakemliğinin bile gerisindedir.” şeklinde konuşunca RTÜK Başkanı Zahid Akman’dan zılgıtı yiyen Ahmet Hoca bugün benim nazarımda alkışı hak ediyor.

Lig başlayalı uzun zaman olmadı. Buna rağmen Beşiktaş maçlarında yapılan hakem hatalarını bir çırpıda say deseler, eminim pek çok Beşiktaşlı zorlanacaktır. Bahsettiğimiz hatalardan en belirgini şüphesiz bugünkü derbide olduğu gibi olmayan bir elle müdahalenin yardımcı hakem tarafından tespit edildiği Ankaraspor-Beşiktaş maçında yapıldı. O maçtaki hata Beşiktaş’ın alması gereken 2 puana mal olmuştu, bugün yardımcının akıllara zarar hatası ise zaten kaleci sıkıntısı yaşayan Beşiktaş’ın Rüştü’yü de haksız yere kaybetmesine neden oldu. Rüştü’nün cezasının iptal edilmesi gündeme gelir mi, ya da gerçekleşir mi bilinmez ancak bu sezon hakemlerin çok canlar yakacağını da bir yerlere not edelim. Görünen o ki, bu formsuzluğun ucu Fenerbahçe’ye de, Beşiktaş’a da, Galatasaray’a da, Trabzonspor’a da dokunacak. Ve tabii hakemlerden canı en az yanan kulüp hakkında “kollanıyor” şaiyaları yine tavan yapacak. Açıkçası ligin son haftalarını düşündükçe “Bu lig nasıl bitecek?” sorusu zihnimizde dönüp durmuyor değil!

Maça yıldırım gollerle neredeyse 2–0 önde başlayan Trabzonspor kalan 84 dakikada vaziyeti idare etmeye çalışınca eldeki bulgurdan da oldu. Hatırlayacaksınız, Ziya Doğan geçen sezon Beşiktaş’ı iki kez 3-2’lik skorlarla yenmeyi başarmıştı. İnanın, o maçlardan bu maça Trabzonspor cephesinde herhangi bir taktik değişiklik yok. Bugün de maça 4–2–3–1 taktiğinde başlayan bordo-mavililerin şanssızlığı belki de ilk on dakikada 2–0 gibi net bir skorla öne geçmesiydi. Onuncu dakikadan sonra bu skor oluşunca Trabzonspor’un iki ön liberosu Ayman ve Hüseyin kendi defanslarına gömülmeyi ve oyuna girmemeyi seçtiler. Bu kenardan gelen bir talimat mıydı yoksa takım psikolojisinin bir tezahürü müydü bilinmez ama bu tercihle Trabzonspor orta sahası 4–3–2–1 sistemiyle oynayan Beşiktaş ile 3’e 3 kalmış oldu. Oysa tam tersine Trabzonspor orta sahayı kalabalık tutabilse; orta sahasını Serdar, Cisse ve Tello ile kapatmaya çalışan Beşiktaş karşısında oyun üstünlüğünü tartışmasız biçimde ele alabilirdi. Elbette ki Trabzonspor’un bu psikolojisinde Gökdeniz, Yattara ve Umut gibi kontratak silahlarına sahip olmasının da etkisi büyük.

Beşiktaş ise ilerleyen maçlarda daha net ortaya koyabileceğimiz bir taktik standarda kavuşmak üzere. Son iki haftadır denenen ve başarılı sonuçlar veren 4–3–2–1 taktiği arzu edilen hücum zenginliğini sağlamış görünüyor. Bugünkü derbiye özel olarak, Nobre’nin gerisindeki Burak ve Delgado’dan (Gökdeniz ve Yattara tehlikesine karşı) savunmada kanatları kapatması istenmiş. Bu sebeple özellikle ilk yarıda Delgado’nun sağ kanatta sıkışıp kaldığına şahit olduk. Buna rağmen Arjantinli oyuncu o kanattan başarılı organizasyonlara imza attı hatta içeri girerek takımına bir de penaltı kazandırdı.

Savunma anlamında iki takımın da problemli olduğunu söyleyebiliriz. Beşikaş için sezon başından beri yazmaktan usandığımız “tandem” problemini neredeyse birebir anlamda Trabzonspor da yaşıyor. Bu konuda özellikle Trabzonspor’un attığı ilk golü dikkatlice izlemenizi öneririm. Garanti oynamak yerine oyun kurmaya çalışan Gökhan Zan’ın kaptırdığı top beş saniye içerisinde Beşiktaş ağlarıyla buluştu. Milli Takım bazında da son Yunanistan karşılaşmasında Servet-Gökhan ikilisinin bu şekilde kaptırdığı toplardan gelişen Yunanistan ataklarını hatırlayacak olursak, problemin özüne ilişkin fikir sahibi olabiliriz.

Derbide izlediğimiz iki takımdan Beşiktaş defansını; Üzülmez, Toraman, Gökhan ve Ali Tandoğan’dan, Trabzonspor ise; Serkan, Erdinç, Tayfun ve Celalettin’den kurmuştu. Modern futbolda savunmanın oyuna katılımı söz konusuysa iki takım da sınıfta kalır. Türkiye liglerinde iz bırakan yabancılar içinde Popescu gibi, Zago gibi, Högh gibi, Song gibi stoperlerin oluşu yoksa bir tesadüf mü? Aslına bakarsanız Ziya Doğan bir türlü yararlanamadığı yabancı stoper transferleri (Risp, Jabi) yapıyor ama şu ana kadar kalite ile kandite’yi buluşturabildiğini söylemek zor. Beşiktaş için ise söylenecek çok fazla şey yok. “Diatta bu takımda oynar.” görüşümüz, kendisinin çok çok iyi bir stoper olmasından değil, Beşiktaş stoperlerinin özürlerinden kaynaklanıyor.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..