Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

Kutlarım

Kutlarım
 

22 Temmuz 2007, ülkemiz için gerçekten tarihi günlerden birisi idi. Bundan önce de iki kez daha yaşadık bunu.

Çok partili demokrasiye geçişimizin beşinci yılında yapılan genel seçimlerde “Yeter!... Söz milletin…” söylemi ile seçime giren Celal BAYAR başkanlığındaki Demokrat Parti, ezici bir çoğunlukla iktidarı değiştirmişti.

Diğerinde ise, milletin artık iç savaşın eşiğine geldiği dönemde yönetime bana göre “Haklı” olarak el koyan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokrasiye geçiş yaparken Turgut ÖZAL ile yaşanan yine bugüne benzer bir seçim sonucunu yaşadık…

Geçtiğimiz Pazar Günü yapılan genel seçimlerin sonucu da bunlardan sonuncusu…

Nedir çıkarılması gereken sonuç?

Çok açık ve net…

Vatandaş, her şeye rağmen “Ben ne dersem o…” diyor.

Ve ne diyor?...

İşte bu soruya verilecek cevap, muhtelif olabilir. Herkes kendi bakış açısından değerlendirebilir. Bundan da daha doğal bir şey elbette olamaz. Ancak, değerlendirmede dikkate alınması ve “Ortak” payda olarak görülmesi gereken tek şey var.

Bir; Türkiye Cumhuriyeti devleti, Laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir.

İki; bölünemez, bir tek çakıl taşı bile kimseye verilemez.

Üç; Başkenti Ankara’dır, dili Türkçedir…

Yani, bir başka ifade ile her zaman vurguladığımız Anayasamızın temel ilk üç maddesi.

Burayı “Ortak Payda” olarak aldığımızda, diğerleri “Çözülecek” konulardır.

Bugün bu iktidar, birileri (Ben de dâhil) beğenmese de böyle yoğurda kaşık çalmaktadır, yarın bir başkası gelecek bir başka şekilde yoğurda kaşık çalalacaktır.

Artık burada “AKP’yi bu başarısından dolayı kutlarım” demek de bir erdemdir.

Ve son olarak…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeni Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL…

Hayırlı olsun…

Siz şimdi “daha seçilmedi ki…” diyeceksiniz…

Bugün yaptığı basın toplantısı, "çok çok önemli bir gelişme olmadıkça" Sayın GÜL “adaydır” diyor ve adaylığını koyduğu zaman da artık seçilmiştir.

Karşı çıkan olur mu? Olsa ne yazar… Bu saatten sonra Abdullah GÜL’ün cumhurbaşkanlığına kimsenin “Karşı koyması” mümkün değildir.

Biraz açıklama getirmem gerek çünkü bu konuda biliyorum ki bazıları yazımı yorumlarken çelişki bulacaklar.

Dediğim gibi “Siyaseten” Sayın Abdullah GÜL’ün Cumhurbaşkanlığı 22 Temmuz 2007 Pazar günü oylanmış, seçime katılan yüzde 85 kişinin yüzde 46 kişisi “Abdullah GÜL cumhurbaşkanı” demiştir.

Bir başka hesapla, seçme yeterliğine sahip 100 kişiden 39 kişi, bir başka hesaptan, beş kişiden 2 kişi “Abdullah GÜL Cumhurbaşkanı olsun” demiş.

Peki, beş kişide üç kişi ne demiş? Onların ne dediği ne yazık ki belli değil... Kimi tefine vurmuş kimi de kasnağına…

Yarın değiştirilen Anayasa ile “Millete” seçtirmeye kalksanız, sonuç olarak Abdullah GÜL’ün adaylığı halinde seçileceği ortaya çıkmıştır.

O halde…

Yine demokrasinin kuralları içinde bu sonuca itiraz etmek kadar akla aykırı bir şey olamaz. Bazılarının aklından geçirebilecekleri yöntemler ise, esas akla aykırı olandır.

Peki, Abdullah GÜL, Cumhurbaşkanlığına hazır mı?...

Kısaca “evet hazır” dedikten sonra, gerisini bir başka yazımda dile getireceğim.

26 TEMMUZ 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..