Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '08

 
Kategori
Felsefe
 

Kutsallığın bayağılaşması

Kutsallığın bayağılaşması
 

Fırsat buldukça; NTV'de yayınlanan Eko-Vole programıyla , Abbas Güçlü'nün hazırlayıp sunduğu Genç Bakış programını seyrediyorum.

12 Eylül mühendislerinin isteği doğrultusunda, depolitize edilerek dünya gerçeklerinden kısmen soyutlanmış zeki, azimli, kurnaz ve bilgili genç kuşağın sorduğu ekonomi-politiğe dair sorular ilgimi çeker çünkü. Nedense, soruların çoğu; faiz, para, tahvil, kriz, borç stoku, borsa, banka, döviz kuru ve diğer finansal araçların akıbetine dair "pragmatik", "yüzeysel" ve "oportünist" sorulardır. Ne yazık ki verilen cevapların çoğunda da; bilimsel ve felsefi derinlik bulunmaz.

İster istemez gençliğim ve tartıştığımız meseleler aklıma gelir. Hayıflanırım.

Sosyal bilim eğitimi veren fakültelerin şimdiki müfredatlarının neleri ihtiva ettiğini tam olarak bilmiyorum. Ama, farklı şehirlerde ve farklı üniversitelerde okuyan öğrencilerin sordukları sorulardan aşağı yukarı tahmin edebiliyorum.

Bizim üniversitelerimizde 25 yıl önce de; Adam Smith ve J.M. Keynes okutulurdu.Fridman ve Moneterizm daha yeni yeni peydahlanıyordu. Karl Marx ve Frederick Engels'in iktisadi ve felsefi teorileri, emek-değer teorisi gençlik arasında pek itibar görse de, ders olarak okutulması ciddi bir suçtu. Bazen, bu kuralı ihlal eden öğretim üyelerine DGM'lerin veremediği cezayı sistem, kendi usulleriyle veriyordu. Server Tanilli, Uygarlık Tarihi derslerinde öğrencilerine Marksist felsefeyi anlattığı için DGM'de yargılanmış, beraat etmiş, fakat meşum bir akşam üstü evine giderken, beş yerinden kurşunlanmıştı.

Şimdilerde merak ettiğim konu; üniversitelerimizde, KAPİTALİST SİSTEMİN kendisinin, felsefesinin ve dinamiklerinin müstakil bir ders olarak neden okutulmadığıdır ( Eğer bu isimde bir ders varsa lütfen biri bana haber versin)

Tercüme ders kitaplarında; kapitalist sistemin bütün türevleri, pirleri, amentüleri, modelleri, araçları, uygulama metotları ayrı ayrı ve teferruatlı olarak okutulduğu halde; SİSTEMİN KENDİSİ, doğuşu, felsefesi, mantığı ve amaçlarının enine boyuna işlendiği, adının da KAPİTALİST SİSTEM olan müstakil bir dersin hiç değilse sosyal bilim eğitimi veren fakültelerin müfredatlarına konulması, bazı genç arkadaşlarımın bu denli boş soru sormalarını belki önlerdi diye düşünmekteyim. Teorik kapitalizmle, vahşi kapitalizmin farkı daha iyi anlaşılabilirdi belki.

İşte o zaman; bu genç arkadaşlarımın, hem hayatlarından ve istikballerinden bu kadar şikayetçi olup hem de kapitalist sisteme - hiç bir bilimsel şüphe duymadan- sanki hayatın tek ve yegane gerçeğiymiş gibi dört elle sarılma komedisini, derslerini iyi çalışmadıklarına yorarak belki anlayabilirdim.

Mesela ; böyle bir derse ben girseydim, ilk derste; Ross Poole'nin (*) şu görüşlerini tartışmaya açmak isterdim:

"...İnsan üretkenliğini geliştirme süreci yalnızca yaratıcı değil, aynı zamanda ve zorunlu olarak yıkıcı bir süreçtir. Eski çalışma metotlarının, geleneksel üslupların ve becerilerin, bazen bir üretim branşının tamamının kar maksimizasyonun talepleri doğrultusunda yerlerini yeni tekniklere, keşiflere ve üretim biçimlerine bırakmaları gerekir. Bu yıkım, yalnızca çok eski olanla ilintili değildir; yeni olan bir gece içinde güncelliğini yitirebilir ve böylece eskiyebilir. Burjuvazinin başarıları ne denli muazzam olursa olsun, bu başarılar uzun sürmeyeceklerinin bilgisiyle gerçekleştirilmiştir. Planlanmamış eskime, kapitalizmin yaratıcı yüzünün öteki yüzüdür. Bu kırma ve yıkma diyalektiği, ekonomik fenomenlerle de sınırlı değildir. Kapitalizmin kaydettiği ve işlemeye devam edeceği dönüşümler, hayat tarzlarını, kişisel ve toplumsal yaşantı biçimlerini, toplulukları, kurumları ve bütün bir entelektüel-kültürel üretim silsilesini içerir."

Ve arkasından eklerdim; Türk askeri, Güneş Operasyonunu neden ansızın bitirdi? Diye.

Sonra da; ahlakın, ırzın, namusun, erdemin, öz saygının, dinin ve imanın paraya tedavül edildiği, akla gelen gelmeyen her şeyin ipliğinin "serbest piyasaya" çıkartılıp alınıp satıldığından şikayet edenlere; Komünist Manifesto'da yer alan şu cümlelerin "gündelik hayatımıza yansımalarını" araştırma ödevi olarak verirdim:

" Üretimin sürekli dönüştürülmesi, tüm toplumsal koşulların kesintisiz altüst edilmesi, daimi belirsizlik ve kışkırtma, burjuva çağını tüm öbür çağlardan ayırır. Tüm sabit ve katılaşmış ilişkiler, kendilerine ait eski ve kutsal önyargılar, kanaatler katarıyla birlikte süpürülüp atılır, tüm yeni oluşumlar ise kök salmadan eskileşir. Katı olan her şey havada buharlaşır, KUTSAL OLAN HER ŞEY BAYAĞILAŞIR."

A. Mesut Tatlıpınar

(*) Ahlak ve Modernlik, Ross Poole , Ayrıntı Yayınları 1993.

 
Toplam blog
: 47
: 3759
Kayıt tarihi
: 17.02.08
 
 

İstanbul'da doğdum. Şişli Lisesi'ni ve MÜ Siyasal Bilimler Fakültesi'ni bitirdim. Daha sonra, İ.Ü..