Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '11

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Kütüphane hakkında düşüncelerim

Kütüphane deyince hep kitap anlıyoruz, toplum olarak. Bir şekliyle bu doğru ancak büyük merkezi Kütüphaneler için. Düzenli ve sistemli bütçeyle çalışan kütüphaneler için. 

Ancak bir başka şekil var ki, kırsalda taşrada ilçede, beldede. Şu an bana sorsalar hayır kitap değil derdimiz zaten ona paramız (bütçemiz) olsa öyle güzel çağdaş kitapları, güncel satın alırım ki, o en son ki iş, öğrencilerimin okuyacağı. 

Bu Kütüphanenin derdi öylesine başka genel konuları ve sorunları ki , var olması için. Sağlam kendi koşullarına sahip, zemin üstüne oturan bir Kütüphane. 

Bu beldede sadece yaratıcılık ve özveri gönülle, emekle adım adım var oldu. 

Olağanüstü o çalışmayla istediğim hedefe kavuştu mu hayır işte kavuşsa idi, soluk alıp dinlenecek huzur duyacaktım, işte hiç huzur duymadan koştuğum geçen yıllar mücadele ile, kavgayla. 

Karşıdan kolay, karşıdan ne güzel . O güzel olana kavuşması için her dakika koştum. O biraz güzele nasıl kavuştuk? 

O nedenle, hani derim ki Kütüphane deyince ben bambaşka algılarım sorunlarını önce mekanlar koşullar ve bir yerin yaşatılması için parasal imkanlara sahip olması gerek ? 

O nedenle henüz o şekle bir Kütüphane niteliğine gelmesine öylesine çok aşamalar var ki. 

Yine de beldemde var. Kıymetini bilene. Dışarıdan girdiğinizde Kütüphane yazısı, beldenizi tanımlar. Kıymetini bilmek için emek vermek gerekiyor. Yürek. Destek. 

Nice önemli turizm ve merkezi yerlerde nelere uğradı? Yok oldu. Önemli kentlerin önemli merkezlerinde bile... Sahiplenilmedi. Kütüphaneler gerçekten toplum tarafından sahiplenilmiyor. Atıl görünüyor, insanların işlerinin hiç olmadığı yer. 

Bir başka profilden bakıştı. 

Bana bunları hatırlattı Kütüphane günleri. Emekle, mücadele ile o geçirdiğim yılları, günleri, anları, zorlukları, yaşadıklarımı, çektiklerimi, sancılarımı, içinden çıkarttığım güzellikleri, çizgiyi, en çok sevdiğim yörem ve yöremin çocuklarına armağan etmek istediğim hedefi ve içimde hiç kaybetmediğim kıvılcımları hiç sönmeyen zaman zaman söndürülse de, yine de yanan, yine de yanan alevlenen o duyguyu, düşünceyi... 

NASIL YAŞIYOR, NASIL YAŞIYOR bir gün vaktim olduğunda oturup yazacağım bir kitap şeklinde yazmalıyım diye düşlüyorum, dostlarım diyor ki, dört kitap şeklinde çıkar bu sevgi. 

Nabide Kılınç. Yerkesik. 26 . Mart. 2011 

 

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..