Kuzey Kore Amerika’yı Ateş Denizine Çevirebilir mi?

Yıllardır, ABD ile Kuzey Kore arasında bir meydan okuma var. Donald Trump geldikten sonra meydan okumalar daha da artı, gerilim gittikçe yükseliyor.

İlk bakışta, Kuzey Kore, ABD ile mukayese edilemeyecek kadar küçük, geri ve fakir bir ülke… Neyine güvenip de bir “süper güç”e kafa tutuyor?

Yine, ilk bakışta, Amerika’nın bu küçük ülkeyi birkaç saat içinde yerle bir edivereceği gibi bir manzara var.

Fakat gerçek ne?

Kuzey Kore’nin denemelerini yaptığı füzeler ne kadar etkili, ne kadar tehlikeli ve ellerinde ne kadar füze var?

Tabii kapalı bir kutudan bahsediyoruz… Ellerinde ne var, bilmek pek mümkün değil! Ancak bazı ipuçları var…

Birincisi, binlerce kilometre menzilli füze denemelerinin çoğunda başarılı oldular.

15 Mayıs 2017tarihli, BBC Türkçe’deki bir haber analizde, ABD’li savunma araştırmacısı, Melissa Hanham, “Füze menzilinin 4,500 Km’ye ulaştığını, bunun da Guam adasındaki ABD üslerinin, hatta Amerika kıt’asının bu menzilin içinde kaldığını” söylüyor.

İkinci ipucu,13 yıl önce, 2004’te kaleme alınan bir kitapta yazılanlar. Dr. Yavuz Gökalp Yıldız’ın “Büyük Ortadoğu” adlı eserinin 92’nci sayfasında şunlar yazıyor: “ABD kaynaklarına göre Suriye, Mart 1991’de Kuzey Kore’den 150 adet 500 kilometre menzilli Scud-C füzesi satın aldı.”

Tarihe ince dikkat gerek! Demek Kuzey Kore, bundan 26 sene evvel 500 kilometre menzilli füzeler satabilecek seviyedeymiş.

Teknolojideki baş döndürücü gelişmeleri hesaba katarsak, bugünlerde 5-6 bin Km. menzilli füzeler üretiyor olması, bize hiç şaşırtıcı gelmez.

Bunlara güvendiğinden olsa gerek, Kuzey Kore sözcüleri, “Kuzey Kore’yi haritadan sileriz”  tehdidinde bulunan Trump’a, geçen hafta sonu, “Amerika’yı ateş denizine çeviririz” diye meydan okudular.

Tabii füze menzilinin Amerika kıt’asına ulaşması, orayı vurmak için yetmeyebilir. Çünkü ABD’nin bir füzesavar şemsiyesi var ve topraklarına yönelen füzeleri havada vurabiliyor. Hepsini vurabilir mi? Bazılarının şemsiyeyi delebileceğini değerlendiriyorum. Yani füze savaşından ABD az veya çok zarar görür. Füzeleri, ateşlenmeden imha edebilirse, o başka!

x   x   x

“SURİYELİ MİSAFİRLER”İMİZİ GÖNDERMEYECEKSENİZ…

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, “Suriyeli Misafirlerimiz gitmek istese de göndermeyiz”diyor.

Misafirperverlik güzel bişey… Misafirlerimizi en güzel şekilde “misafir” etmeli, hatta onların misafir olduğunu bile unutturmalıyız. Kendilerini evlerinde hissetmeliler.

Lâkin İstanbul’da, İzmir’de, Bornova’da gördüğümüz, yurt genelinde duyduğumuz bunların sokaklarda yatıp-kalktıkları, çocukların okula gitmeyip dilencilik yaptıklarıdır.

Misafirleri göndermemek bir tercihtir. Bu tercihi yaptıysak onları “misafir gibi misafir” edelim. Kendilerini ve bilhassa çocuklarını sokaktan kurtaralım!