Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '08

 
Kategori
Futbol
 

Leverkusen-Galatasaray üzerine

Leverkusen-Galatasaray üzerine
 

Leverkusen, Galatasaray'ı eze eze 5-1 yendi...


Bu maç üzerine o kadar yazılacak pek birşey de yok ama düşünelim. Bu turda iddiası olmayan Brann'ın Everton'a karşı aldığı 6-1'den sonra en kötü yenilgi tur iddiası olan Galatasaray'ın yenilgisi. Peki ne oldu da böyle ağır yenildi bu takım?

Teknik direktör, strateji, vs. vs. Böyle faktörler az farklı maçlarda tartışılabilir, eğer tur iddiası taşıdığınız bir maçı farklı kaybetmişseniz, ezilerek kaybetmişseniz; başka nedenler vardır.

Bu nedenlerin en önemlisi mental olarak maçı kaybetmemiz. Bu nedir, açalım... Geçen hafta 0-0 biten maçı hatırlıyoruz. Galatasaray Leverkusen'den üstün oynadı, birçok gol kaçırdı. Takımın futbolcuları ne yazık ki İstanbul'da kalmış. Spikerler, yorumcular hepsi İstanbul'da kalmış. <ı>''İlk maçta bu kadar üstündük, demek ki ikinci maçta da favoriyiz.'' Şansımız var diyebilirdik ama favori asla. Leverkusen küçümsenecek bir takım değil.

Siz hangi Avrupa takımının hem içeride hem dışarıda aynı futbolu oynadığını gördünüz? Geçen yıl Şampiyonlar Ligi'ni kazanan AC Milan içeride başka, dışarıda başka oynadı. İçeride rakibini boğan, orta saha oyuncularıyla veya forvetlerle gol bulan Milan dışarıda ise orta sahanın gücüne dayalı, ileride Kaka'nın yeteneklerine bağlı bir futbol oynadı. Galatasaray ne yazık ki bunu bilmiyormuş. Leverkusen'in Almanya'da İstanbul'daki futbolunun aynısını oynayacağını düşünmüşler. Sezon başından beri kendi sahasında bu kadar rahat olmayan Leverkusen bir Avrupa Kupası deplasmanında <ı>''kendi oyununu oynamaya çalışmak'' gibi vahim bir hataya düşen Galatasaray'ı eze eze yendi.

Kendi oyununu oynamak diyoruz da komik olmayalım. İkinci yarının ilk on dakikası hariç -ki o sırada tur bitmişti- Galatasaray hiçbir varlık gösteremedi. 13-22 arası üç gol, ikinci yarıda gelen iki gol, daha sonra hakemin acıyarak verdiği bir penaltıyla gelen bir gol ve ''Elveda Avrupa'' .

Leverkusen'in bizi yıkan kadrosunda çok yaşlı olan iki futbolcu var: 34 yaşındaki kaptan Bernd Schneider ve 36 yaşındaki Sergej Barbarez. Bunların yanlarında ise 24 yaşındaki Stefan Kiessling ve 22 yaşındaki Tranquillo Barnetta. Kısacası, Leverkusen kadrosunda müthiş bir denge var. Yaşlı futbolcular biraz fazla yaşlı ama takımda gençler-orta yaşlılar-yaşlılar beraberce oynuyorlar ve takım dengesi sağlanıyor. Galatasaray'da ise böyle bir durum yok. 36 yaşındaki Hakan Şükür'ün çevresinde yaş ortalaması 24 olan bir takım var.

İlk maçı sözde kazanan, ikinci maçta özde ezilen Galatasaray için söyleyecek fazla sözümüz yok. Rakip Bayer Leverkusen'in kupaya çeyrek finalden önce veda etmesi zor gözüküyor. Daha ileriye gideyim, Leverkusen şans da yardım ederse gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecektir...

Buradan bir uyarı da Fenerbahçe'ye yapalım: Galatasaray gibi İstanbul'da kalmasınlar, deplasmanda deplasman takımı gibi oynasınlar ve iyi mücadele etsinler...

Galatasaray için tek söyleyebileceğimiz; bu kadroyla iyi bir netice elde edildi. Birçok yıldızını oynatamayan Galatasaray son 32'ye kadar kaldı ve tam beş sezon sonra Avrupa'da baharı görmüş oldu. Gelecek sezon büyük ihtimalle Şampiyonlar Ligi'ne gidecek olan Galatasaray'ın kuranın da yardımıyla iyi sonuçlar almasını beklemek hayal olmaz.

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..