- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Leylekler, köyü uçuracak
İzmir Selçuk'ta bu antik eserin tepesindeki leylek, bu yıl evlenebildi. Selçukta, bir sembol o!
Koskoca bir köy halkı, ‘2011 yılında ‘ Dünya Leylek Şenliğine’ ev sahipliği yapacak. Bursa U.Üniversitesi Prof. Dr. İsmet Arıcı, Ulubat’ın Eskikaraağaç Köyüne giderek halka bu müjdeyi verdi. Kendisi, aynı zamanda ‘Leyleklerin babası’ olur. Bursa Valisi de, burayı örnek köy seçti ve şimdiden doğal arıtmalı kanalizasyon ve kablolu elektrik sisteminin kurulup, iskele ve kuş gözlemevi merkezi oluşturulacağını ifade etti.
AB’ ye de tescil ettirilen bu duruma göre şimdi leyleklerin doğal barınma yeri, köyün geleceğine ayna olacak. Köy kalkınmasının reçetesinde şimdi: ‘ Leylekler’ yazılı. Anlayacağınız, o leyleklerle köy uçacak. Leylekler köyü uçuracak yani.
Her yıl Bahardan başlayarak önce, Afrika’dan Avrupa’ya, sonra Bursa’ya gelen leyleklere, bundan sonra Valilik ve Avrupa Birliği karışacak. Leylekler yüzünden talihleri 20011 yılında değişecek olan Eskikaraağaçlılar’ın yüzü böylelikle gülmüş olacak.
Muhtar şimdiden tembihatlara başlamıştır bile: ‘’Leylek yuvasına çomak sokmak yok!.. Sapanla leyleğin kanadına koluna nişan almak yok. Leyleğe güler yüz göstereceksiniz. Sakın ola, ağzınızdan kötü lâf çıkmaya. Leylek bizim velinimetimizdir. O da bir turisttir, ama uçan cinsindendir.
Leylek babası Prof. Arıcı ; Kalabalık dostları ile birlikte, leyleklerin göl kenarındaki yuvalarını, yerleşim alanlarını, bir piknik havasında gözlemledi.. Gölde sandallarla gezildi. Helvalar pişirildi, kazanlarda aşureler kaynatıldı. Böylelikle Leyleğin yüzü suyu hürmetine bu köy, uluslar arası nitelik kazanmış olacak. İç ve dış turizmde söz sahibi olacak. Ekoturizm çağı yaşanacak
Şimdi leyleklerin yuvasına çomak sokulmayacak, kolu kanadı kırılmayacak, yuvası bozulmayacak, yumurtaları korunacak Böylelikle iç ve dış turizmden nasibini alacak olan köy, yeni baştan yenilenecek bu sayede. O büyük şenlik gününden önce, Afrika’dan gelişlerinde, belki de bando mızıka ile karşılanacak.
Gülmece yazarı arkadaşımız Muzaffer İzgü geldi aklıma. ‘ Komünist Leylek’ isimli bir hikâyesi vardı onun. Damın bacasındaki leylek, uzun gagasını birbirine vurarak tak tak tak sesler çıkarırmış. Bundan huylanan bir köylü, köyün jandarmasına şikâyete gitmiş. Köyümüze bir komünist leylek geldi’ demiş. Kumandan nerden anladın? ‘ diye sormuş. O da: ‘’Tak taka tak.. Tak tak diye gagasıyle mors geçiyor kumandanım demiş. Kumandan da sen nerden biliyorsun mors alfabesini demiş. O da ‘ Askerden’ deyince, kumandanın kafası karışmış.’Güpegündüz ha! Hiç de yakalanmaktan korkmuyor ha!’ diye hayretini belirtmiş. ‘ Hele biraz daha anlat’demiş. Öbürü devamla: ‘ İmdat sinyali veriyor hiç durmadan. Yardım istiyor ha bre! Üç defa uzun uzun, üç defa kısa kısa, tekrar uzun uzun taktak yapıyor bu leylek.’’ E, sonra demiş’’ kumandan. ‘ Tüfekle vurduk indirdik. Şimdi yaralıdır, muhtarımız onu, nezarethaneye attı.
Kumandan, aceleyle ‘Vay namussuz’ diye ayağa kalkarak palaskasını kuşanır. Giderler bakarlar ki, leyleğin ayağında bir plâket vardır. Üzerinde Moskova yazmaktadır. Ve yanında da bir takım şifre rakamlar’ Aklımda bu kadar kalmış. Sonradan anlaşılıyor ki, o leylek, uluslar arası göç yollarının takibi ve tespiti için, denek olarak fişlenmiş.
Anlaşılan o ki, bu leyleklerle işimiz iş. Geçen yıl da Leylek dostu köyler projesi’ Alman Bonn Üni.Z. Fakültelerinde öğrenim gören 15 yüksek lisans öğrencisine de kanatlarını açmış vaziyette. Leylek babası Prof. Arıcının sayesinde, köylüyü, yine bu leylek projesi kalkındıracak .
O da bir şey mi. Kapakta görülen İzmir’in Selçuk kazasında leylekler, yıllardır yörenin sevgilileri. Selçuklular bu leyleğe, gözü gibi bakıyorlar. Her yıl aynı leylek, aynı yere taa Arabistanlardan geliyor. Ta ki, geçen yıla kadar yalnızdı. Bu yıl eşi ve çocuğu ile birlikteydi. Yıllarca aynı leyleği takip ettim, bıkmadan usanmadan. Yuvasında hep tek görürdüm. Bir başka leylekle aşna fişne ettiğine ne ben tanık oldum, ne de Selçuklular.
Bu leylek, Selçuklular için ‘Örnek’ bir leylekti. Yuvasında hep tek görüldüğü için, uçkuruna pek düşkün kuş değildi. Selçuklu kadınlar kocalarına, hep bu leyleği örnek gösterirlerdi: ‘O leylek kadar olamadın’ çıkışmalarından anlıyoruz. Bu laflar, orada edilegelmekte…
Selçuklu erkekler, karılarından bu zılgıtı şimdiye kadar yediler. Bakalım leylekleri şimdi dünya evine girmiş. Çocukları da var. Bakalım sonları ‘N’olacak?’
Resimler: Onay alınca.