Lille maçında sabır ve disiplin öne çıkmalı

Dün Daum’un gülerek yaptığı basın toplantısını dinledim. Ne kadar da umut veriyordu değil mi !!! Maç öncesinden tüm bahanelerini de açıklıyordu. “12 oyuncumuz var. Futbolcular farklı bölgelerde oynayabilir”... Ama nedense sahaya 11 kişi çıkacağımızdan, ya da Fransa’da aslında hata yaptığından veya cesur olamadığından, belki de turu orada verdiğini bir türlü söylemiyordu. Yüzündeki ifadesinden de “nasılsa Avrupa’yı düşünmüyoruz” mesajı veriyordu.

Peki taraftar için öyle mi gerçekten... Bu akşam stada tüm gücümüzle desteğe koşacağız elbet ama Daum’un daha maç başlamadan bizi yalnız bıraktığını hissediyor olmak ne feci... Oysa açık söylemek gerekirse, bu sene şampiyon olmayalım ama yeter ki, Avrupa’da final oynayalım... Nedense bir türlü Avrupa’yı hedeflemedi ne yönetim ne de hoca...

Fransa’da alınan 1-2’lik sonucu avantaj olarak görmek eğer Lille gibi ani kontraya çıkan ve sert ve enerjik bir orta sahaya sahip olan bir takım için söylenecekse, bunun adı sadece hayalcilik olur... Üstelik bunu avantaj sayan takımın son maçlarda yediği gol sayısının maç başına ortalaması 2 ile ifade ediliyorsa... Yani ; bu durumda Fenerbahçe’nin Kadıköy’de gol yemesi çok büyük ihtimal... Gol yerse sadece kazanması yetmeyecek çubukluların. Mutlaka 2 farkı da yakalaması gerekecek... O kolay olacak mı bilemiyoruz. Yani 3-2’de yenseniz, 4-3’de yenseniz rakibiniz tur atlayacak...Peki, gol yemeden 90 dakika sabırla oynayabilecek, takım disiplininden kopmadan atacağı tek golü sabırla bekleyecek bir kadro yapısı olacak mı bu gece ? Bizce hayır...

Geride riskli oyunu ile saatli bomba etkisi yaratan Bilica gibi, Avrupa tecrübesinden yoksun acemi Bekir gibi, sakarlığından bir türlü kurtulamayan futbolunun üzerine birşey koyamayan Deniz gibi isimlerin olduğu ortamda gol yememek büyük bir mücadele isteyecektir. Üstelik kalede Volkan’ın son haftalardaki formsuzluğunu da unutmamamız gerek.

Bu maçta asıl öne çıkacak ve maçın yıldızı veya kâbusu olacak isim ise tam göbeğin ortasına geçecek Selçuk Şahin olacaktır. Selçuk’u tüm iyiniyetinden ve mücadelesinden dolayı severim. Ama sağı solu hiç belli olmuyor. Bazen derbileri kazandıracak kadar oyuna yüreğini koyabilecek bir oyuncu ama bazen en basit topu bile rakibe teslim edecek kadar pas engellisi olabiliyor. Bugün Selçuk’un önündeki rakibin en önemli özelliği çok çabuk hücuma çıkmaları ise, Selçuğun mutlak ve mutlak surette tek top ve garanti oyunu tercih etmesi gerekecektir. Bu maçı risk almadan ve çok sade oynamayı hedeflemelidir. Özellikle Fenerbahçe’nin hucuma çıkarken Selçuk’la kaptıracağı topların Lugano’su olmayan defans ile gol pozisyonu vereceğini asla unutmamalıdır. Selçuk bunu 90 dakika kesinlikle kopmadan yapmalıdır.

Hücum da fazla çekincemiz yok. Takımda Alex varken, Semih, Emre ve Gökhan Gönül varken ve Kadıköy’de oynuyorken bu takım mutlaka gol bulacaktır... Sonuç olarak asıl önemli olan gol yememek olacaktır...

Taraftarın da tüm bu bilinç içinde 90 dakika gereken sabrı göstermesi gerekecektir. Olası olumsuz skorlarda Avrupa macereasının sonlanmasında futbolculardan daha çok teknik heyetin ve Avrupa’yı çok iplemez görünen Yönetimin kusurlu olduğunu unutmaması gerekmektedir... Ayrıca Avrupa sonlansa bile takımın Kupa ve Lig balansının bozulmaması için desteğe devam etmesi gerekmektedir...

Kadıköy’de sarı lacivert forma giyen hiçbir oyuncu yuhlanamaz...

Kadıköy’de belki 90 belki de 120 dakika sürecek sinir harbi için herkes sakin olmalı ve turu geçecek skor bulunmalı...

Kadıköy Farklıdır...

Haydi Fenerbahçe...

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ 25.02.2010