Lüften okuyunuz

"Oku" denince "Canım sende, ben görselden yanayım" diyorsanız, bir kez olsun bir kitapla başlayınız. Belki fikriniz değişir.

"Sokma akıl yedi adım gider" diye bir söz vardır. Demek ki; aklı yerleşik hale getirmek, onu iyice sahiplenmek gerekiyor. Bunu da okuyarak başarabiliriz.

Her kitap (İyisini seçebilecek kadar aklımız kalmış ise! ) zekâmızı geliştirecek yorumlar ile doludur. Biz okumayı sürdürdükçe farkında olmadan kendimiz de değişiriz. Binlerce olay ve yorum zekâmızı tetikler, farklı bir insan oluruz. Ünlü bir yazarın dostu, arkadaşı olmak, onu okumakla mümkündür. Bu fırsatı kullanıyor muyuz?

Örneğin; Ben size okumayı, (genel olarak) öneriyorum. Sadece beni dinleyin, okumayın dersem ufkunuzu daraltmış olurum. Son yıllarda dar ufuklar birilerine(!) geniş menfaatler sağlamıştır. Ben okuyarak gelişmekten başka yol göremiyorum. Öğütlerle yaşayanlar başkalarının ekmeğine yağ sürmekten, kendileri de sürünmekten kurtulamazlar.

Peki, ne okuyalım? Dünya kitap dolu. Yüzlerce klasik eser, raflarda küflenmiş. Bunlar birer kişilik anahtarlarıdır. Kendi dünyamıza açılmamızı sağlarlar. Okuyarak bağımsız kişiliğimizi kazanmak, çağımız için son derece önemlidir. Bunu başaramazsak, demokratik sistemde daima aldatılan ve sömürülen biz oluruz.

Kişilik kazanmak denince, bunu sağlayan faktörlerden biri de kültür ve sanat faaliyetleridir. Tiyatroya gitmek, konserleri izlemek, resim ve heykel sergilerini izlemek, hayal dünyamıza geniş ufuklar açar. Zaman ile değiştiğimizi anlarız.

Ben bu yazıyı ne için yazdım? Sizin mutlu veya mutsuz oluşunuz beni ilgilendirir mi? Çok kişi bana "Enayiliği bırak, kendi işine bak" diyebilirler. Beni bu yazıyı yazmaya iten duygu ile, yüzlerce sayfayı kaleme alan ve bugün kemikleri dahi kalmamış saygın yazarların duyguları aynı yerde birleşir. Bilinen ve hissedilen doğruların, toplumla paylaşılabilme duygusu. Bu duygu özel yetenekler ile yaratılmış olan sanatçı ruhu taşıyan kişilerce dile getirilir.

Uygar bir yaşam için her olanak fazlası ile var. Ne mutlu onları kullanmasını bilenlere...