Mahalle baskısı

Mahalle baskısı, bir yalan-söylemdir, bir gerçeğin inkarı kültüdür.

Dinsel baskı zaten bir gelenektir. Yoktu da, şimdi ortaya çıkabilir, diye bir durum yoktur.

Kendi yaşamımdan basit ve kesin bir örnek: Dayım, yıllarca sol elime vurdu ki onu kullanmaktan vazgeçeyim, çünkü sol el kullanmak İslam’a göre yanlıştı. Dikkatinizi çekerim, bu adam kemalistti ve erkek çocuklarına Mustafa ve Kemal adını vermişti.

Babam deniz astsubayıydı ve bize hiçbir dini öğreti ve/ya baskı uygulamadı.

Yaşamımda camiye girmedim, namaz kılmadım, oruç tutmadım.

Tüm bunlar için yıllardır baskı görüyorum. Tüm toplum görüyor.

Her ramazan birileri birilerini öldürüyor. Mazeret çok: Oruç tutmadı, sigarasının dumanını oruçluya üfledi, vb.

İslam’ın tanımında yayılma vardır. Fas’tan Endonezya’ya kadar da böyle yayılmıştır. Amerikalar’da yayılamamasının nedeni, oralara 400 sene boyunca (1500-1900 arasında) tek bir Müslüman’ın sokulmamasıdır. Bunun nedeni de, dünyayı fetheden İspanya’nın 800 sene Endülüs (İslam) egemenliğinde kalmışlığıdır.

Mahalle baskısı denilen şey mikro şeriattır, onu uygulamamak da zaten günah sayılmaktadır.

Merak ediyorum, laikler ve ateistler Müslümanlar’ın bu atağını nasıl durduracaklar?