Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '07

 
Kategori
Haber
 

Manyak mısın sevgilim !!!

Manyak mısın sevgilim !!!
 

Malumunuz; bugün Sevgililer Günü. Günün anlam ve ehemmiyeti üzerine düşüncelerimi, Cuma günkü yazımda belirttikten sonra, konuyu kapatmıştım işin aslı. Fakat dün aldığım bir e-posta, uzun uzun düşünmeme neden oldu.

Yine gazetelerden birinde yer alan bir haberi yollamış arkadaşlarım. Haber başlığı; “Çapkın eşi yakalama taktiği” Sevgililer Günü öncesinde, sırasında ve sonrasında, ‘çapkın sevgiliye’ nasıl suçüstü yapılacağı bilgileri veriliyor. Aslında bir trajedi olan haberin girişi de şu şekilde: “Uzmanlar, Sevgililer Günü'nden önce ve sonra ortaya çıkabilecek bazı sadakatsizlik işaretlerinin, evlilik dışı bir ilişkinin varlığını doğrulayabileceği uyarısında bulunuyorlar.” Artık kimse o uzmanlar ve neyin uzmanlarıysa…

AMAN DİKKAT!

Habere biraz daha devam ediyoruz. ‘Çapkın sevgili/kocanın’ nasıl yakalanacağına dair ipucu veren ‘uzmanlar’, sıralıyorlar peş peşe: “Aynı iki hediyeye ait fiş veya faturalar. Size verilmeyen çikolata, çiçek, mücevher, iç çamaşırı gibi hediyelere ait fiş, fatura ya da kredi kartı slipleri. Kocanızdan hiç bilmediğiniz bir Sevgililer Günü hediyesi için bir teşekkür notu veya e-mail. 13, 14, 15 Şubat günlerine ait bir otelde kalındığına dair kredi kartı slipleri. Sevgililer Günü sabahı, akşam saatleri ya da öğle yemeği zamanına ait şüpheli konuşmaları gösteren telefon veya cep telefonu faturaları”

Hadi bakalım baylar bayanlar; şimdi birer hafiye gibi, ‘uzman’ ımın verdiği öneri ve direktifler doğrultusunda, eşinizin neyi var neyi yoksa başlıyorsunuz didiklemeye. Kredi kartı hesap özetleri, fişler, faturalar, cep telefonları, e-postalar… Bu önümüzdeki birkaç günü; çıldırmış bir paranoyayla, eşinizi / sevgilinizi izleyerek, en ufak bir buluttan nem kaparak, mümkünse bu paranoyanın getirdiği manyaklıkla evde çıngar çıkararak, ama ilişkinin içinde bulunduğu durumdan çok, bu iki kişilik yalnızlık dünyasında birbirini tüketen bireylerin bir zorunlulukmuşçasına devam ettirdiği ilişkinin seyrine dair senaryolar yazarak geçirin.

OKU DA ÖĞREN

Acı bir tebessümle okuduğum bu haber, yıllar önce ABD kökenli bir kadın dergisinde (Sanıyorum Cosmopolitan’dı. Ya da türevleri işte) okuduğum bir yazıyı anımsattı bana. Sevgilinizden ayrılmak için neler yapabileceğinizi anlatan yazıda; birlikte gittiğiniz partide kör kütük sarhoş olup rezalet çıkarmaktan tutun da, patronuna sevgilinizin ağzından yazılmış hakaret dolu bir e-posta gönderip, bunu sizin yaptığınıza dair ipucu bırakmaya varan önerilerin bulunduğu uzun listede, “Oturup konuşun ve ilişkinin bitmesi gerektiğini söyleyin” seçeneği yoktu sadece.

AAAA… BEN DE YAPAYIM O ZAMAN!

Kapitalizm, önce kavramların içini boşaltarak başlıyor işe. Sevgiyi ne denli yüzeysel ve sığ bir hale getirip, insan ilişkilerini ne denli zayıflatabilirse, o denli başarılı oluyor kitleleri kontrol altına alıp yönetme konusunda. Bizlere dayatılmaya çalışılan böylesi bir yaşam biçimiyle; aldatmak, güvensizlik, saygısızlık ve daha birçok kavram, meşru bir hale getirilmek isteniyor. Bunun ‘olabilirliğini’, ‘normalliğini’ vurgulayarak, yeni yeni yaşam modelleri oluşturuyor sistem.

Keşke bunca ‘taktiği’ veren uzman, aslında bu evliliği sürdüren kişilerin birer ‘sevgili’ değil, kocaysa ‘sponsor’, karıysa ‘ev/cinsel işler sorumlusu’ olduğunu anlatabilseydi. Arada sevgi bulunmayan bir ilişkide kutlanmayı gerektirecek bir Sevgililer Günü olmadığını, olamayacağını gösterebilseydi.

Keşke bunca ‘taktiği’ veren uzman, çiftlere hafiyelik yaptırmak yerine, sadakatsizliğe neden olan bireylere, bir ilişkinin sorumluluklarını anlatma yolunu seçseydi.

Kimsenin Sevgililer Gününü kutlamıyorum…

Sevgiyle…

 
Toplam blog
: 70
: 1618
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Milliyet Blog'un ilk yazarlarındanım. Uzun yıllar gazetecilik yaptım, sonra bir sabah uyandım ki ..