Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '17

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Mardin Dünya Barış Elçisi Şehir Gibi

Mardin Dünya Barış Elçisi Şehir Gibi
 

Mardin-Nazan Şara Şatana


Mardin’i görmedim.

Diyarbakır’a imza gününe gittiğimizde bir günü de Mardin için ayıracak ve oraya gidecektik. Kısmet değilmiş olmadı.

Ben turizm ile ilgili seri kitaplarımı yazdığımda Mardin’i de yazmıştım.

O zamanlar yaptığım araştırmalarda o kadar şaşırmıştım ki, böyle bir şehir olabilir miydi?

Çeşitli dinleri, tek din dostluğu içinde götüren insanlar birbirlerini seviyorlardı.

 

Sevgi bu şehirde asırlardır yerleşmiş bir duygu.

Birbirlerinin bayramlarını kutlayacak kadar dinlerine saygı gösteriyorlar.

Özel yemeklerde bir araya geliyorlar.

Düğünlerine, eğlencelerine birbirlerini davet ediyorlar.

Hatta birbirlerinin konuştukları dillerini bile biliyorlar.

Tarihlerini inkâr etmiyorlar.

Dinlerini saklamıyorlar.

İbadetlerini dinlerinin gerektirdiği gibi özgürce yapabiliyorlar ve herkes bir birine saygı ve sevgi duyuyor.

Muhteşem!

Ne diyebilirim ki.

Büyük şehirlerde bırakın ayrı din ayrı mezhebi aynı ailedekiler birbirine saygı göstermiyor. Sevgilerini ancak olmadık yerlerde, gerekmediği hallerde gösteriyorlar.

Bu şehre hayran olmamak mümkün değil.

Bu kadar çok medeniyetleri ağırlamış olan bu şehir bana göre bir hayli de kutsal.

Bakın Mardin için birileri ne demiş.

Çok hoşuma gitti.

“Mardin’in gecesi gerdanlık, gündüzü ise seyranlık”

 

Ben tarihten esinlenerek kurguluyorum kitaplarımı.

Yazdığım konulara mutlaka gerçek tarihten izlerde olsun diye gayret ediyorum ve onun içindir ki çok araştırıyorum.

Türkiye’nin bütün şehirlerine tarih anlamında âşık olmamak mümkün değil.

Ve fakat!

Mardin gibi birkaç şehir daha var ki onlara aşk kelimesi bile az geliyor herhalde kara sevda denile bilinir.

Tarih mi yazmak istiyorsun?

Buyurun Mardin tarihine!

Göçlerden mi söz etmek istiyorsun?

Asla uzaklarda arama burası en büyük göçleri görmüş bir yer.

Türklerden söz etmek istiyorsan, doğru adrestesin ama Süryani de, Arap ta, Kürt te, Çerkez de, Hristiyan da ve birçok mezhep te burada!

Dedim ya tarih yazıyorsan başka yere gitme.

Mardin’de bir sene yaşa ve en azından on seri kitabı üst üstte yaz.

Mardin’de çekilmiş, yâda Mardin’i anlatan birçok sinema filmi ve dizi izlemiştim.

Dar sokaklarına, taş evlerine, dam üstlerinden yürüyerek şehrin başka sokaklarına gidilmesine,

Sıra gecelerine,

Gümüş işlemeciliğine, telkârilerine,

Bakır işçiliğine,

Safranına, kahvesine hayran olmamak ne mümkün!

Ezan sesleri ile kilise çanlarının birbirine karıştığı ama ikisinin de ahenginin ayrı olduğu bu kutsal şehirde ne yok ki?

Burada camiler sanat eseri diyoruz da kiliseler sanatsal çalışmaların eserleri değil mi?

Manastırları bile olan bu şehirde ne yok ki.

Bu kadar medeniyet, bu kadar kültür, din, dil, ırk bir arada olurda muhteşem sanat eserleri ortaya çıkmaz mı?

Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan Mardin;

Onlarca etnik grup hoşgörü, sevgi ve saygıyı harmanlamış, binlerce yıl huzurla yaşamış, yaşatmış bir kent!

 

Mardin isminin de kökenini araştırınca içinde yaşayan kültürlerin bir bileşimini bulmak mümkün.

 

Şehrin adı Süryanice,Marde,

Romalılar,‘Maride’

Araplar ‘Maridin’

Ortaçağ'ın ünlü yazarı Prokopios kenti, bir kale-kent olarak Margdis,

Bizans yazarları, Mardes,

Persler Marde,

Ermeniler Mardi,

 

Mardin’in gerçek adının da Merdin olduğu hatta yaşayanlar hala Merdin dedikleri bir gerçek!

 

İsminde bile çeşitli kültürleri yansıtan Mardin’i görmem gerek.

Kitabımı tamamladım diyorum ama her gün yeni bir güzellik öğreniyorum Mardin hakkında ve bilmediklerime eklenenler her geçen gün artıyor.

Yapılması gereken Mardin’e gitmek ve orada kitabımı tamamlamak!

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....