Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Mardin ve buzağı başlı bebek...

Mardin ve buzağı başlı bebek...
 

Sözle açıklayamazsınız...


Mardin’deki toplu kıyım kaç gündür türlü çeşitli yorumlanmakta, şifreleri, nedenleri aranmakta, sosyolojik, psikolojik, ekonomik temellendirmeler yapılmakta, korucu sistemi sorgulanmakta...

Oysa patolojik bir olaydır Mardin Bilge köyü kıyımı. Onu olağan bir olaymış gibi ele alıp yorumlamaya çalışırsanız böyle darmadağın ve olayı açıklamaya yetmeyen bir yorum sağanağı ile karşı karşıya kalırsınız.

Bir uçağın otomobille çarpışmasını, buzağı başlı bir insan yavrusu doğmasını açıklamaya çalışırcasına, çoluk çocuk, kadın, hamile kırk dört kişinin bir nişan töreninde ve namaz kılarken öldürülmesini töreyle, korucu sistemiyle, husumet ile açıklamaya çalışırsanız hep bir şeyler açık kalır o açıklamada.

“Töre cinayeti” derseniz, “Şimdiye kadar töre başka mıydı da böyle bir kıyım yaşanmadı, töre uykuda mıydı?” sorusu gelir. Aynı soru korucu sistemi için de geçerli. Koruculara silah sistemin ilk kurulduğu gün değil de nişan arifesinde mi dağıtıldı? Ölen ve öldürülenlerin aynı soyadını taşıdığı, amcaoğlu, halakızı olduğu bir olayda kim kimin kökünü kurutmuş? Soruları çoğaltabilirsiniz.

Evet, olay patolojik bir olay. Yani bir doğallığı ve sistematiği yok. Öyle bir kavram var mı bilmiyorum ama “Grupsal cinnet” diyebilirim belki haddimi ve bilgisel donanım sınırlarımı aşarak. Alkol nedenli trafik kazalarını, kurallara aldırmazlık kaynaklı trafik kazalarını, teknik arızadan, altyapı bozukluklarından kaynaklanan trafik kazalarını bir trafik kazası olayında açıklamalarınıza dayanak yapabilirsiniz ama bir uçakla bir otomobilin çarpışmasını bir trafik kazası olarak bile adlandıramazsınız. O yüzden ben Mardin kıyımını ne töreye dayandırabiliyorum, ne korucu sistemine, ne kan davasına.

Elbette hiçbir şey nedensiz olmaz ve bu olayın da uzmanlarınca araştırılıp saptanacak nedenleri söz konusu ama bunu genellemek olası görünmüyor bana. Tek kişilik cinnetleri anlamak mümkün de altı-sekiz kişinin topluca cinnet geçirmesi olacak şey mi?

Olayı araştırmaya abece’den başlamak gerekiyor. Konunun uzmanları, sosyologlar, psikologlar, davranış bilimciler ve diğerleri sıfırdan başlayıp olayın gerçekleştiği ortamın bir portresini çizmeli önce. Örneğin bölgede kaç silah var kaç kalem, kaç bomba var kaç kitap... Teker teker sayınız ve elde edeceğiniz bu nesnel verilerden hareketle çözmeyi deneyiniz olayı... Kişisel kanım mı? Sonunda varacağınız sonuç, bunun bir patolojik olay olduğu yönünde olacaktır. Bir şey bildiğimden değil, buradan bakınca öyle görünüyor da ondan!

Bir köyün adını “Bilge” yapmanın orada yaşayanları cehaletten kurtarmadığını da ekleyin araştırmanızın sonuna. Demokrasi, hukuk ve laiklik sorunlarını açıklamada faydası olur...

 
Toplam blog
: 195
: 688
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Dünyanın internet sayesinde küçüldüğü günümüzde büyüyen sorunlara ilişkin duygu ve düşüncelerimi pay..