Marilyn Monreo’nun her daim sansasyon yaratan çıplak pozları

“Akıllı da davranabilirim ama erkekler istemiyor. Onlar aptal olmamı istiyor” yıllara yayılan ününün ardından, sarışın balık etli ilahenin sözleri böyle.

Gelmiş geçmiş, en ilgi çekici seks bombası M.M.

Ahım şahım bir albenisi olmamasına rağmen; yaşadığı zamanda ünlü olduğu kadar, öldükten sonra da bu etkisi hala geçmemiştir.

Gün geçmiyor ki, onunla ilgili bir durum ortaya çıkmasın.

Gizli kalmış bir olayın, ya da bir fotoğrafın gün ışığına çıkması M.M efsanesini eskiden olduğu gibi, capcanlı tutmak için yeterli.

“Doğrusunu söylemek gerekirse, ben kimseyi kandırmadım. Sadece insanların kendilerini kandırmalarına izin verdim. Gerçekte kim olduğumu öğrenmek zahmetine katlanmadılar.

Tam tersi benim için bir karakter yarattılar. Ben de onlarla tartışmadım. Belli ki benim gerçekte olmadığım birini seviyorlardı. Fakat bir gün bu gerçek ortaya çıkınca beni onları yanıltmakla, hatta kandırmakla suçlayacaklar"

Renkli dünyanın yalnız kadını M.M. üzerine giydirilen-belki de kendisinin giydiği- elbiseyi beceriyle taşımış ve her görene ayrı bir anlam vermeyi başarmıştır.

Aklını, yeteneğini, güzelliğini sorgulamaya ve terazide tartmaya kalmadan, böylesi bir etki alanı yaratmanın nasıl bir mahkumiyet olduğu; verilen pozların ardında saklıdır aslında görmek isteyene.

“Ben küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti. Bütün kızlara güzel oldukları söylenmeli, gerçekte güzel olmasalar bile."

İlgi görmek, sevilmek gibi bir duygusal açlığın bastırılması için, Hollywood ışıkları altında parıldamayı ve yapaylıklar içinde gerçek duyguları canlandırmayı seçmiş bir idol. Beyaz perdeye yansıyan görüntüleri aptal sarışını koyna almak gibi bir talep içermiş, tüm erkeklerin fantezilerini süsleyen oyuncak bir bebek haline gelmiştir.

Seksi, itaatkar, becerikli, saf bir sarışın. Tek vazifesi, büyülü dünyanın kapılarını açmak ve zevkin doruklarına çıkmayı kolaylaştırmak. Arzu ve bedenin birleştiği tüm rollerin gerçekle ters yüz olduğu ve akıllarda M.M. adının kırmızı noktalı ışığını sürekli yanık tutan yıldız. Yalnız, masum ve aciz.

“Ben kadın olarak tam bir hayal kırıklığıyım. İmajım yüzünden erkekler benden çok şey bekliyorlar, ben de hayatımı buna göre yaşayamam.”

Sergilenen kimliğin gerçekle kafaları karıştıran sağlaması içinde; beklentilerle reelin mücadelesi, en çok Onu yıpratmıştır. Ne olursa olsun, ister bilinçli bir hipnoz etkisi yaratma, ister nefisleri damardan yakalama; kitlenin acziyeti, bir kadının ölümünü kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramamıştır.

Aslında cellad alkışlar eşliğinde Norma Jean’ in parıltısını daha bir yaldızlarken, hükmü gerçekleştirmeyi başarmıştır otuz altı yaşındaki kadın üzerinde.

“Freud beni tanısaydı, cinsiyet hakkındaki nazariyeleri değişirdi.”

Kim bilir belki?

Lakin şu bir gerçek ki; bu yüzyılın en acıklı yaşam öykülerinden birinin kahramanı bir kadının, hala ve hala haber yapılıp ses getirmesi- ki aradan kırk küsür sene sonra bile- trajediyle yüklü bir yıldızın, sessiz çığlığıdır bizim için.

O bir efsanedir, aptal sarışınlığına rağmen.
O bir seks bombasıdır, fazla olmayan güzelliğine rağmen.
O bir stardır, tartışılabilir yetenekteki oyunculuğuna rağmen.

Norma Jean Baker yaşadı ve epey bir süre yaşayacak taklitleriyle.
Yaptıkları ses getirmeye devam edecek.