Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Martı

Martı
 

Mavi, ahşap bir kayıktayım...

Mevsimlerden; bahar mı, yaz mı? O kadar önemli mi? Rüzgâr yüzüme vuruyor...

İşarete gelince duruyor, çapa atıyoruz... Yalnız bir martı konuyor kayığa, kafasını sağa eğip yüzümüze bakıyor.

“Benim martım bu” diyor Hikmet... Güleceğim çıkıyor...

“ Hikmet ağabey yoksa sen gizli gizli Sait Faik mi okuyorsun?”

“ Sait kim, Faik kim yahu... Balıkçı mı? Silivrili mi?”

“ Yazar!”

Anlamaz gözlerle bana bakıyor...

“ Onun yazdığı bir öyküde de topal martı ile balıkçı var da”

“ E ne var bunda? Her balıkçının bir martısı olur... Martı neden topal?”

“ Bilmem, topal işte... Sen nereden biliyorsun bu martının senin martın olduğunu? Hadi öyküdeki martının bir bacağı yok! ”

“ Bununda kanadında beneği var!”

“ Attın he ağabey!”

“ Yahu neden atacağım bak...”

Benek falan görmüyorum ama işi bozuntuya da vermiyorum...

“ Öyküdeki balıkçı konuşuyor martıyla...”

“ Kafayı bozmuş O”

Sen de konuşuyor musun diye soracaktım!

&&&

Hikmet’in gerçekten mavi kayığına konan bir martısı vardı ve ben o dönemde topal martı ve balıkçının öyküsünü okumamıştım...

Hikmet’le aramızda böyle bir diyalog geçmedi!

Öyküyü az önce okudum zaten...

Aklıma Hikmet geldi...

Hikmet martıyla konuşuyordu!

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..