Matematik olmadan asla

Okulların kapandığı cuma günü nerede bir öğrenci görsem, elinde iki belge vardı. Biri karne, diğeri teşekkür ya da takdirname belgesi.

Parlak, başarılı öğrenciler... Öyle mi?

Biz okurken teşekkür ve takdirname almak ne zordu. Ben, akşam ortaokulu ve akşam ticaret lisesinde okumuştum. Her ikisinin her sınıfından ya teşekkürüm ya da takdirim vardı. Ama, o zaman sınıfta da iki en fazla üç kişi bu başarıya ulaşırdı. Çünkü, bu belgeler ders ders değil de, bütün notların ortalaması ile veriliyordu. Şimdi, yanlış anımsamıyorsam bütün derslerin ortalaması 7-8 olursa teşekkür, 9-10 olursa takdir belgesi alınıyordu. Tabi, karnede zayıf notun da olmaması gerekiyordu.

0 Boş, 1-2 pek zayıf, 3-4 zayıf, 5-6 orta, 7-8 iyi, 9-10 pekiyi idi.

Şimdi bakıyorum teşekkür ve takdir enflasyonu var. Demek ki bu üniversite sınavlarında alınan notlar doğru değilmiş. Ya da üniversite sınavları ile lise ders programlarının ilgisi yokmuş ki bu kadar başarısız sonuçlar alınıyor. Yoksa, bu kadar takdir ve teşekkür alan öğrencilerden 600 000'i neden 80 - (12 +3 + 8) = ? gibi bir soruyu çözemesin ki? İşin garip tarafı internet sitelerini dolaştığınızda, bu öğrenciler hâlâ işin ne kadar "zavallılığında" değil de, küfürlü dalga geçmeler peşinde.

Sosyal bilimler birer yorum işidir. Ama, merak etmeyin söylenenler, yazılanlar yanlış da olsa önemli bir zararı yoktur. Fakat, matematikle uğraşanlar mutlaka doğruyu bulmak, söylemek ve hesaplamak zorundadırlar. Çünkü, uçaklar düşer, binalar çöker, makineler yanlış üretim yapar, araçlar kaza yapar, iletişim durur...

Kısaca matematik dünyadır. Matematiğe kafası çaşılmayanın da hiç bir şeye kafası çalışmaz. Siz bakmayın, aslında sosyal bilimlerde gerçek başarıya ulaşmış insanların, matematik zekâları yüksektir.

Matematik olmadan evren bile olmazdı.