Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Matematik sınavları ve zekâ-2

Matematik sınavları ve zekâ-2
 


Zekâ ile akıl arasındaki ikili ayrımın altını çizmeden, matematik dersindeki başarının sırrı hakkındaki hayati ipucunu vermemiz olanaksız olacaktır.

Ne yazık ki bazı öğrenciler, kendilerini yakın arkadaşları ile ya da sınıflarındaki diğer öğrencilerle kıyaslayarak zekâ düzeyleri hakkında çıkarımlar yapmaya oldukça heveslidirler.

Hele ki zekiyim ama çalışmıyorum martavalına kendilerini inandırmışlarsa, bunun adı kendini kandırmadır.


Bazıları ise tam tersine, matematikten çok yüksek not alan bir öğrenciyle karşılaştığında, kendisini geri plâna atmakta ve o öğrencinin kesin olarak daha zeki olduğu sonucunu çıkarabilmektedir.

Tahmin edebileceğiniz gibi her iki durumda da öğrenci tarihsel bir yanılgı içerisindedir.

Açalım.

Bir kere öğrencinin çok zeki olması başlı başına hiçbir anlam ifade etmez. Ve hatta, bu zekânın yarattığı aşırı güven duygusu, altını çizerek söylüyoruz öğrenciye zarar bile verebilir. İşte bu noktada, belki de zekâdan daha değerli birşeye, akıla ihtiyaç vardır.

Üreteceğimiz özgün birkaç örnekle meseleyi somutlayalım.

Bir insan zeki olabilir ama bu durum, o kişinin akıllı olacağı anlamına gelmez. Sözgelimi, sağduyulu ya da soğukkanlı olabilmek, doğru zamanda doğru yerde doğru şekilde davranabilmek akıllı birisinin yapacağı iştir. Zeki olup da, sağduyulu olamayan, soğukkanlı davranamayan, doğru zamanda doğru şekilde davranamayan insan sayısı oldukça fazladır.

Sokakta çöplerden kağıt toplayıp satan ya da uzun yıllar polisin kovaladığı, suç işlediği için cezaevine girmiş bir çok zeki insan vardır.

Unutulmamalıdır ki; zeki olduğu hâlde, ders çalışmadığı için, yâni doğru zamanda doğru davranmayı beceremediği için, başarısız olan öğrenci sayısı milyonları bulabilir.

Ancak aksine, doğuştan özel bir matematik zekâsına sahip olmadığı hâlde, akıllıca davranıp derslerini düzenli olarak takip eden, üşenmeyip, meselâ kitapçıya gidip, ihtiyaç duyduğu matematik kitabını yüzlerce kitap arasından kendi başına seçerek satın alan öğrenci ise başarılı olabilir.

ÖSS denilen sınav bir zekâ sınavı değil sıralama sınavıdır. Elbette zekânın rolü vardır ancak son tahlilde; sistem zeki öğrencileri değil, akıllıca davranıp sorumluluklarını yerine getirme becerisini gösteren öğrencileri, yâni ders çalışan öğrencileri seçmektedir.

Unutmayın, ne kadar zeki olursanız olun, örneğin trigonometrik birim çemberin ikinci bölgesindeki f(x)=cos(x) fonksiyonunun işaretinin negatif olduğunu bilmiyorsanız, zekânız pek de bir işe yaramayacaktır.

Bu bilgi ise ancak akıllıca ders çalışılarak edinilebilir.

Günü gününe ders çalışmak akıllı bir öğrencinin yapacağı iştir. Derslere devam etmek akıllı bir öğrencinin yapacağı iştir. Varsa anlamadığı bir konu, sabırla öğrenmeye çalışmak akıllı bir öğrencinin yapacağı bir davranıştır.

Sakın ola matematik dersinde zekâ faktörünü önemsemediğimiz ya da ihmâl ettiğimiz gibi bir tezi savunduğumuz düşünülmesin.

Ancak okuldaki derslerde ve özellikle ÖSS sınavındaki matematik sorularının doğru bir şekilde çözülebilmesinde öncelikle sağlıklı bir akıla ihtiyaç vardır. Zekâ yeraltı zenginliğiniz ise, akıl da onu çıkarıp işlemek ve dünya piyasalarında pazara çıkarabilmek, bundan kâr elde etmektir.

Öğrencinin matematiğin çok önemli ve öğrenilmesi gereken bir konu olduğunu bilmesi, öğrenmek için çabalaması ve kendince öğrenme teknikleri geliştirme gayreti ancak akıl ile açıklanabilir.

Fakat başlı başına zekâ faktörü, yukarıdaki satırda söylediğimiz olumlu sonuçları doğurmayabilecektir.

Altını çok kalın çizgilerle çizmekte ve tırnak içinde belirtmekte fayda var: "akıl ile desteklenmeyen zekâ, matematik dersindeki başarı ve ÖSS sınavı için belki gerekli ancak asla ve asla yeterli değildir."

Ortalama bir zekâ ve salt akıl ise doğru ve istikrarlı şekilde kullanıldığında ÖSS'de ki matematik sorularındaki başarı için yeterli bir koşuldur.

Değerli öğrenciler, iki bölümlük yazımızda anlattığımız ve matematik dersi için örneklediğimiz metodolojik detayları diğer derslere uygulamamanız ve nihâi olarak başarıyı yakalamamanız için hiçbir sebep yoktur.

Son tahlilde; zeki öğrenci ya da insan hayatta da bir çok hata yapabilir ancak akıllı birisi, doğru zamanda doğru şekilde davranmayı bileceğinden hata yapıp kaybetmesi çok güçtür.

Zeki bir öğrenci, şu an okumakta olduğunuz ve sonuna geldiğiniz bu yazının başlığına bakıp 'bu yazı bana yeni öğreneceğim birşey veremez' diye peşin hükümlü davranıp yazıyı es geçebilecekken, akıl sahibi birisi ise, 'acaba farklı bir perspektif kazanabilir miyim?' sorusuna cevap arar ve aradığı cevabı da bulur.

Unutmayın ! başarının yüzde biri zekâ, yüzde doksandokuzu emek, çalışmak, ter ve akıldır.

Sabrın sonu ile

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..