Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '12

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Maviliklerden: "Bir Parça Hüzün, Bir Fiske Deniz Suyu, Bir Tutam İyot, Bir Çuval Dinginlik" Aldık...

Maviliklerden: "Bir Parça Hüzün, Bir Fiske Deniz Suyu, Bir Tutam İyot, Bir Çuval Dinginlik" Aldık...
 

Tecrübeli, işini bilen çok yönlü bir sanatçı: Koray Ortaç


Animatörlük bir meslek midir?  Animatörlerin turizmde yerleri nedir ? Her işletme, animatör çalıştırmalı mıdır? Animatörlerin iç dünyası nedir?  Animatör neden elzemdir? Olmazsa ne olur? Animatörlerin mesleki garantileri var mıdır? Onlar, bu gün var, yarın yoklar mıdır?

Turizm mevsimini kapatırken, sorduk, Koray Ortaç’tan öğrendik. Bilgili, birden fazla lisan bilen, deneyimli ve Kuşadası’nda çalıştığı bol yıldızlı otelin yıllardır animatör şefliğini yapıyor.

Anılan oteldeyiz. Mevsim kapanmak üzere. Tabiatla insanlar, son demlerini yaşıyor. Deniz sıcak mı sıcak. Gökyüzü, mavi mi mavi. Bayram bahane, deniz şahane.  

Animasyon yokken neler olurdu? Bazı işletmeler, animatörlere karşı mı? Neden örgütlü değiller?  Niçin bir sendikaya tabi değiller? İşte bütün bu suallerin cevabını vermek gerek. Hani şu tatillerde havuz başlarında, diskolarda  sahnelerde hepimizi güldüren ve eğlendiren insanlar vardır. Onları konuştuk  Koray Bey ile..

Sizler de bilirsiniz tatil köylerinde, bol yıldızlı otellerde onları görürüz. Boş bir anınızı kollarlar. Yanınızdan geçerken, kaşla göz arasında sizi havuza iterler. İcabında çoluk çocuğa maskara ederler. Durduk yerde sizin taklidinizi yaparlar. Can sıkıcı da olabilirler amma, sizin neşenizi geriye getirmesini de bilirler.

“Animatörlük bize, Fransız Tatil Köylerinden geldi” diyor ve ekliyor Koray Bey, “ Eskiden oteller, bu işi bireysel yaparlardı. Otel sahipleri bu işi, taşeronlara verdiler.”diyor. Ortaç Bey dertli. “Bize sahip çıkılmalıdır. Bizlerin bir sendikası bile yoktur. İnsanları eğlendirip güldürürken, içimiz acımaktadır bu yüzden. Bu işin sonu ne olacak diye.  3 yıllık bir animatör topluluğu bir şirket açtı. Ve kalite düştü tabi. Bu işin Antalya’da sayısız şirketleri var. Piyasada alaylı ve mektepli diye bir ayırım var. Bir otelin yıldızları, istediği kadar çok olsun. O otelde animatör yoksa, tur operatörleri o oteli es geçiyor. İş, bu kadar ciddi.”

Animatörler, zeki insanlardır, çalışkandır, her biri 2-3 lisan bilir. Herkeslerle araları iyidir. Zırıl zırıl ağlayan, susturulamayan çocukları osssat sustururlar. Kan ter içindeki ana-baba, şaşkın şaşkın  “biz beceremedik, elin oğlu çocuğu susturdu” diyenleri olur.

Görevlerini en iyi şekilde yapmak için daima tetiktedirler. Daima o fırsatı kollayarak, taşı gediğine koymak için, o fırsat anını beklerler.  Her an espri yapmağa amadedirler. Espri küpleri doludur. Doğaçlama yoluyla insanlara kaynaşırlar. İstirahat  hallerinde bile, yine sulu şakalarla etrafa neşe saçarlar. Dünyaları, hülyaları geniştir. İç dünyaları, daha bir zengindir. Aşkları da o derecede kuvvetlidir.

Koray Bey, “her yıl kadromuz, değişikliklere uğruyor. Elimizdeki animasyon ekibine bağlı kalmaksızın, her yıl mevsiminde  kadromuzu yeniliyoruz” diyor. Biz orada iken, sırf animatör olalım diye iki kız arkadaş, Belçika’dan  Kuşadası’na gelip, namını duydukları Koray Beyde almışlar soluklarını. Koray Bey de, bu ev kaçkınlarından  birinde karar kıldı. “Jessica Cappelle ve K.Sarah. Bunlar iki kafadar. Bunlardan Sarah, poz verirken profesyonel davrandı. Modelist okulunda okuyormuş. Bu kız, seneye kadroda olacak.

Animatörlerin elinde, uygulama programları vardır amma, doğaçlama işlerini görürüler. Bir animatör, ne kadar bilgili ise, o derecede yaratıcıdır. Hangi yaşta olursanız olun, eğlence mutluluk verir insana. İşte animatörler de hal ve duruma göre, daima taşı gediğine koymağa hazırdırlar. O fırsatı kollarlar. Asla ısrarcı ve tecavüzcü değillerdir. Hak ve hukukun sınırını bilirler. Nerde durulması lazım geldiğini de.

Animatörlük, bir ekip işidir. Eskiden turizm okullarında “animatörlük” branşı yoktu. Şimdi yeni koydular. Tabi atı alan, Üsküdarları geçti bile.

“Turizm, nimeti bilinen, kıymeti çok geç anlaşılan” bir olgudur. Animatörlük de öyle. Bazı müesseseler, bu animatörlüğü hiçe   sayarlar. gecesi ve gündüzü, ayrı ayrı  “Otelin gülü” onlar. Eğlendiriyor, tatiliniz hoş geçiriyorsunuz.

Tatil sonrası insanlar, bol pirzola yemiş gibi güleç ve gönlü ferah, kırgınlık ve kırılganlıklardan uzak olarak evine dönüyor insan.  Bir parça hüzün, bir parça deniz tuzu, bir tutam iyot kokusu, bir fiske aşk,

Bir çuval dinginlik ve sükunetlerle.

Daha ne isteriz.?



 
 
 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

  


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..