Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

sufi-su /Emel Yeşilkayalı

http://blog.milliyet.com.tr/sufi-su

17 Haziran '09

 
Kategori
Blog
 

MB yazarlarının merak ettiğim özellikleri

MB yazarlarının merak ettiğim özellikleri
 

Bu aralar, Elif Şafak'ın otobiyografik romanı Siyah Süt'ü okuyorum. Yazar kitabında postpartum depresyonu anlatıyor. Ancak doğum sonrası depresyonu denen bu konuya gelmeden önce, nasıl doğurmaya karar verdiğinden söz ediyor uzunca. Önce göçebe ve yoğun bir yazar olarak, ordan oraya dünyayı dolaşırken ve en önemlisi edebiyatı her şeyin üstünde tutarken nasıl evlenmemeye karar verdiğini anlatıyor. Daha sonrasında ise, yazar Adalet Ağaoğlu'nun evindeki bir sohbet sırasında kendisine yöneltilen bir soru üzerine, çocuk doğurup doğurmamaya karar vermek için nasıl bir iç hesaplaşmadan, sorgulamadan geçtiğini anlatıyor (Evliliğe karar verişini es geçse de doğal olarak artık evlenmiş olduğunu anlıyoruz). Sorgulamalarına, Virginia Woolf'un <ı>Kendine Ait Bir Oda'da, Shakespeare'in kız kardeşi olarak tanıttığı hayali bir kadın olan Judith ile başlar. Woolf, Judith'in en az abisi kadar yazmaya meraklı ve en az O'nun kadar yetenekli olsa da, çok büyük ihtimalle Onun gibi yazarlık yapmaya ve hayatını yazıya adamaya muvaffak olamayacağının nedenlerini uzun uzun anlatır. Bu nedenler tahmin edebileceğiniz gibi, toplumun kadına dayattığı şartlar ve kurallarla, erkeklere sunduklarının aynı olmamasından olacaktır. Her şeyden evvel, gün boyu yemek, temizlik, alışveriş, ütü, çocuk ve bebek bakımı, kocasının beklentileri, kaynanasının istekleri, ailevi ve sosyal yükümlülükler... Buna izin vermeyecektir. Kendiyle nadiren baş başa kaldığı zamanlarda da muhtemelen yorgunluktan sızıp kalacaktır. Bu sorgulamayı Fuzuli'nin kız kardeşi Firuze aynı yetenekte olsaydı şeklinde sürdürür yazar, tabii ki aynı sonuca ulaşarak. Bu bölüm, toplumda "kadınlar ancak doğal vazifelerini aksatmadığı sürece başka işlere soyunabilirler" görüşünün bulunduğu ve Osmanlı'dan günümüze değişmeyen kuralın: Erkek yazarların önce "yazar", sonra "erkek" olarak algılanırken; kadın yazarların ise önce "kadın" sonra "yazar" olarak algılandığı saptaması ile son buluyor.

Sonraki birkaç bölümde bu sorgulamalar, dünya edebiyatından çeşitli kadın yazar örneklerinin karşılaştırılmasıyla devam ediyor: Erkek ismi kullanarak yazanlar, evli-çocuklu yazarlar, hiç bir zaman evlenmeyenler, evlenip boşananlar, çocuk sahibi olup çocuklarıyla iyi ilişkiler kurabilenler- kuramayanlar, vb.. Elif Şafak, iyi örneklerin bunu nasıl başarabildiğini ve tabii ki bunu kendisinin yapıp yapamayacağını da sorguluyor.

Elif Şafak'ın Siyah Süt'ünü okurken, yukarıda belirttiğim sorgulamalar bana MB'deki yazarlarla ilgili benzeri konuları düşündürttü. Çok merak ettim:

* MB'deki blog yazarlarının kaçı kadın acaba? Daha doğrusu, kadın ve erkek yazarların birbirine oranı nedir?

* Erkek yazarlar mı daha çok rumuz kullanıyor, kadın yazarlar mı?

* Kim, kendini niye gizleme ihtiyacı hissediyor?

* Erkek yazarlar mı profillerini düzenlerken fotoğraf kullanmaktan kaçınıyor, kadın yazarlar mı?

* Kadın yazarların arasında, çalışan oranı nedir?

* Kadın yazarların arasında, anne olma oranı nedir?

* Erkek yazarlar mı, yoksa kadın yazarlar mı daha sık aralarla yazıyorlar?

* Kadın yazarlar arasında evli olma oranı nedir?

* Kadın yazarlarla erkek yazarların yazdıkları kategoriler arasında ciddi farklılıklar var mı? Mesela kadınlar ilişkiler kategorisinde daha çok yazarken, erkekler siyaset kategorisinde daha çok yazıyor olabilir mi?

* Kategorilerin dışında yazılan konular arasında ciddi farklılıklar var mı? Mesela cinsellikle ilgili erkekler daha fazla yazarken, kadınlar neredeyse hiç yazmıyor olabilir mi?

Sonuç olarak şunları merak ediyorum aslında: Kadın olmak, çalışan kadın olmak, hele bir de çalışan anne olmak blog yazarlığını engelleyen bir şey midir? Blog yazarı çalışan anne ise, çocukları yetişkin olanlarla, henüz en azından fiziksel ihtiyaçlarını karşılama bakımından annelerine bağımlı olacak yaşta çocuğa sahip olanların birbirne oranı nedir? Kadınlar erkekler kadar blog yazmaya vakit ayırabiliyor mu? Kadın yazarlara eşlerinin ya da çocuklarının desteği nedir? Kadın yazarlar çevrelerindekiler tarafından nasıl algılanmaktadır? Yani takdir edilmekte midirler yoksa evine, çoluğuna çocuğuna ayıracağı vakitte yazdığı düşünülüp asıl rollerini ihmal ettikleri mi düşünülmektedir? Küçümsenmekte midirler? Kendileri bu konuda ne düşünmektedirler? Suçluluk hissetmekte midirler? Kadınların zaman zaman suçluluk duyduğunu varsayarak, peki erkekler de eşine, çocuğuna ayıracağı zamandan çalarak yazdığı için suçluluk hissetmekte midir?

Kadınlar erkekler kadar rahat belirleyebilmekte midir yazma konularını? Mesela kadınlar cinsellikle ilgili yazmakta mıdır? Peki aynı konuları yazsalar dahi, erkekler kadar düşüncelerini rahat ifade edebilmekte midir? Ya da bunu da yaptılar diyelim, 55 yıl kadar önce çok okunan ve o zamana göre erotizm dozu fazla olduğu için, <ı>Genç Kızlar romanın yazarı Nihal Yeğinobalı'nın Amerikalı yazar Vincent Ewing ismiyle yazması gibi, kendisini erkek olarak mı tanıtmaktadırlar?

Kadınların ve erkeklerin yazma konuları ya da ilgilerini çeken konular arasında farklılık varsa ve erkek yazarlar MB'de çoğunluktaysa, bu okunma oranlarını erkekler lehine etkilemekte midir?

Ve... Belki inanmayacaksınız ama, bu yazının konusuna uygun olarak bir taraftan kızartma yapıp, bir taraftan yazarken, patatesler kurtuldu ama patlıcanları yaktım.

Evet, çok merak ettim, kaç erkek hem yemek yapıp hem de blog yazısı yazmaktadır acaba?

Sevgiyle, sağlıcakla kalın...

 
Toplam blog
: 76
: 1567
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Merhaba, ben sufi-su. Sosyal hizmet uzmanıyım. Yıllarca korunmaya muhtaç çocuk çocuklar, koruyucu..