Mehmet Bey

Bir değişik adamdır Mehmet Bey(1). Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. Gerdan halkaları boynunda yer etmiş. Göbek desen kavalını saklamış, belli ki nicedir yüz yüze gelememişler aynasız.

Temiz giyinir Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. Koyu renk tişort, kot pantalonla birlikte yaz ve kış standart olmuş. Kemerin tokası döboşun antında havasızlıktan renk vermiş… Saçları seyrek ama saç telleri kalın, alnında hafif bir aynalanma var. Kellik başlangıcı yani. Ne zaman tarasa birkaç tel kalır plastik tarağın üzerinde. Yüzüme bakar ekşi ekşi. İleri geri gider nefes almadan gülen kafası, omuzları zıplar. Kel kalacağım yakında, bak bir tane daha yakaladım der gibi sırıtır pis pis…

Aksi adamdır Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. Elinde sopayla arkasından gelir stresin. Usta çoban gibi güder ama üzerine hiç bulaştırmaz, sabah geldiğinde koyverir işletmede emekçinin üzerine. Osman Bey'i(2) sorar ilkin çünkü arabasını görememiştir otoparkta. Sonra idari binaya çevirir başını ve kendisinden önce kuvvetli, gergin ve gevrek sesi merdivenlerden çıkar yukarı. Stres, koridoru kaplamış, oda kapılarının eşiklerinde pusudadır artık. Radarlar çalışır, gözler aranmaya başlar, “kime bulaşsam, kime bulaşsam”…

Bir tuhaf adamdır Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker . Önce Memduha Anne’ye(3) sataşır çünkü standart uygulamadır bu. “Memduha Ablaaaaa, neden silmedin burlarıııııı?”. Soru sorulur da Trakya’lı Memduha’nın cevabı hazır olmaz mı? Hemen cebinden çıkarır yapıştırır Mehmet’in suratına “Bi dünya işim var be canıııım, nassı yetişçem herbiriciine…"

Heybetli adamdır Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. Sekreteryaya gelir ve “pamuk helva" Yıldız'ı(4) genelde öğlen yemeğinin üzerine tatlı niyetine saklar ve pas geçer. İşte artık koridordadır ve karanlık olur koridor, o ışığı arkasına alınca. Homurdana homurdana muhasebenin kapısına kadar gelir, sağ ayağının burnu ile kapıyı iter, eller cebinde sağlam bir köpeköldüren bakışı atar içeriye. Ne Tayfun(5) ne de Akif(6) konuşur, soğuk bir günaydın gider gelir karşılıklı, göz temasında bulunulmamasına dikkat edilir ve herkes işine bakar.

Kararsız atomdur Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. Pazarlamaya gelene kadar gazının çoğundan kurtulmuştur. Dudağı hafif bükülmeye başlar sağa sola, tebessümdür bunun adı. Aygün(7), Serdar(8), Fatih(9) ve ben daha şanslıyız diğerlerinden. Bu gün de tehlike atlatılmıştır, darısı imalatın başına... Yarına kadar rahatız arkadaşlar. Karnı açıkmadıkça uzun saatler zarar vermez kimseye, yeter ki kimse kızdırmasın onu, basmasın kuyruğuna.

Özlü adamdır Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 120 kilo çeker. İki davulu k...çına bağlayıp düğüne giden davulcuya benzer arkadan bakınca. O kocaman gövdenin içinde hınzır, cin fikirli küçük bir çocuk saklanır. Güldüğünde tüm vücudu ile güler, nasıl bağırırken tüm vücudu ile bağırıyorsa.

Güzel adamdır Mehmet Bey. Endamı yerinde, nerden baksan 240 kilo çeker. 120 kilo kendisi, 120 kilo da yüreği çeker.