Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

Mehmet Topuz'un cezası, hakem gerçeği ve Aziz Yıldırım'ın teklifi

Mehmet Topuz'un cezası, hakem gerçeği ve Aziz Yıldırım'ın teklifi
 

Hafta sonu Junior League maçlarından birini takip etmek üzere Yeditepe Üniversitesi Kampüsü’ndeydim. Junior League, 12 yaş altı sporcuların mücadele ettiği bir basketbol ligidir. Zaman zaman çok heyecanlı karşılaşmalar oluyor ve bir vesile ile bu benim de ilgi alanımı işgal ediyor.

Takip ettiğim karşılaşmanın hakemlerinden söz edeceğim.

Maçları iki masa iki de saha hakemi dönüşümlü olarak yönetiyor. Karşılaşmaları iki senedir yakından izliyorum ve hakem hatalarının sonuca nasıl etki ettiğini gözlemleyebiliyorum.

Kalabalık bir grupla ve kuşkusuz bir taraftar olarak olarak bulunuyorduk. Ancak taraftarlığımız 12 yaşındaki çocukların ayarında olduğu için çizgiyi de koruyorduk. Yani gözlerinizin önüne hemen bilindik bir taraftar profili gelmesin.

Çok heyecanlı bir mücadeleydi ve iki takım da 12 yaşında olmalarına rağmen ellerinden geldiğince ne var ne yok ortaya koyuyorlardı. Ancak hakemler öylesine basit hatalar yapıyordu ki izleyenler gözlerine inanamıyordu. Yanımda oturan ve her zaman ölçülü hareketleriyle bize örnek olmuş bir ağbimiz hemen önümüzde verilmiş bir karar sonrasında dayanamadı gözlüğünü çıkararak hakeme uzattı;

“Siz iyi göremiyorsunuz, ihtiyacınız varsa lütfen alın kullanın!” diyerek tepkisini ortaya koydu.

Kuşkusuz en ölçülü tepki de buydu. Örneğin ben maç boyunca ayağa kalkıp hakemleri alkışlayarak tepkimi dile getirdim.

Bir karış önümüzde maçı yöneten hakem kardeşlerimiz ise fazlasıyla etki altında kalmalarına rağmen dönüp tek bir kelime etmediler. Kurala göre taraftar ile diyaloga hatta göz temasına dahi girmemeleri gerekiyordu.

Ancak aldıkları her tepki sonrasında biraz daha kontrolü kaybettiklerini, etkilendiklerini ve hatta doğru en basit bir yorumu yaparken bile tereddüt geçirdiklerini, ters kararlar verdiklerini izledik. Bunun bir kısmı bizim taraftarı olduğumuz takımın aleyhine veya lehine bir kısmı da karşı takıma verildi.

Fenerbahçe–Diyarbakırspor maçının hakemi Koray Gençerler’i biraz da bu gözle ve duygularla izledim.

Sporda hakemlik ve adalet mekanizmasındaki hâkimliğin çok zor işler olduğunu bu nedenle de iyi bir eğitim ve öğretim sürecinden geçmesi gerektiği ortadadır. Sadece eğitim ve öğretim de yetmiyor. Kuşkusuz herkesin bu meslekleri yapması da beklenmemelidir.

Çünkü her iki iş kolunun da sporcu ve insan hayatını ne kadar yakından etkilediği de bir gerçektir.

Bütün spor karşılaşmaları çok basit ve temel kurallar üzerine oturur ancak pozisyon yorumlaması binlerce teamül ya da uygulamaya çeşitliğini bilmeyi gerekli kılar.

Hakemlerimizin büyük bölümü, 12 yaşındaki çocukların maçlarını yönetenler dahil yorum yapmadan kuralı uygulama kolaycılığına kaçıyor. Önemli bir kısmı maçları büyük bir etki altında yönetiyor.

Sporcularla girdiği diyalogdan etkileniyor, taraftarın kendisine yönelik eylemlerinden, hareketlerinden, sözlerinden etkileniyor. Akşam hakem hocaları, yorumcuları ne diyecek diye düşüncesinden etkileniyor. Böylece bütün kararlar özgür iradesiyle kendi şahsi kanaatine göre verilmemiş oluyor.

Yeri gelmişken hemen konuyu açalım, Mehmet Topuz’a dün akşam saatlerinde iki maç ceza geldi. Bu maç içinde oyuncunun rakibiyle girdiği anlık bir diyalog sırasında hakemin olayın içine dahil olmasıyla ortaya çıkmış bir karardır.

Olay maçın 90+3. dakikasında olmuştur; Fenerbahçe takımı çok önemli iki puanı kaybetmek üzeredir, rakip oyuncu kazanılmış bir serbest vuruşun kullanılmasını geciktirmek için Mehmet Topuz’un önüne geçmiştir. Anlık bir tepkiyle iki futbolcu birbirlerine muhtemelen küfür ederek temasta bulunmuşlardır. Burada bir taraf oynamak, diğeri zaman geçirmek istemektedir. Oynamak isteyen oyundan atılmıştır. O yetmediği gibi direkt kırmızı kart olduğu için de iki maç ceza gelmiştir.

Peki maç içindeki bu zaman geçirme eyleminin sonrasında hakem maça ilave bir dakika eklemiş midir?

Eklemek bir yana en az beş dakika oynanacağı yönündeki dördüncü hakemin tabelasındaki ilanına rağmen maçın beşinci dakikası bile tamamlanmadan bitiş düdüğünü çalmıştır.

1. Zaman geçiren oyuncunun amacına ulaşması sağlanmıştır

2. Oynamak isteyen oyuncu ve takım hem maç içinde hem de sonrasında cezalandırılmıştır.

Yani düzeltme hakkı hiçbir şekilde kullanılmamıştır.

Mehmet Topuz rakibinin boğazına sarılmıştır; bu o an hakem tarafından cana kast olarak değerlendirilmiş olabilir. Yanlış ama bir an için kırmızı kart uygulamasını anlamaya çalışmak mümkün. O sıra maç nereden bakılsa 80-90 saniye durmuştu. Zaten oynatmak istemeyen takım oyuncusunun amacı budur ve oynamak isteyen oyuncu bununla mücadele etmekte ve tepki göstermektedir. Bir hakem bunları bir araya getirip yorumlayamıyorsa o zaman yaptığı işin niteliği sorgulanmaya başlar.

Tersinden bakalım...

Unutmayalım, Gaziantepspor, Fenerbahçe’yi son saniye attığı serbest vuruş golüyle yenmişti.

Ya Fenerbahçe şuursuzca saldırmaya devam ederken Diyarbakırspor bir top kazanıp, golü bulmuş olsa ve Fenerbahçe’yi 2-1 yenseydi? Kasımpaşa’nın, Yılmaz Vural’ın yaptığını Ziya Doğan ve Diyarbakırspor yapamaz mıydı? Gördük ki yapıyordu da...

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın hakemlerin profesyonelleştirilmesiyle ilgili teklifinin düşünülmeye değer olduğu bir gerçek.

Çünkü yıllık televizyon değeri yarım milyar dolara ulaşmış bir ürünü ikinci bir iş olarak yapan kişilere emanet edemezsiniz. Etmemelisiniz. Unutmayalım Mehmet Topuz bu ürünün transfer döneminde en çok konuşulan ve para verilen oyuncusuydu.

Burada meseleyi hakemleri kara listelere almakla çözemezsiniz. Onların bütün yönleriyle maçlara hazırlanması önemlidir.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..