Menemen Olayının yıldönümünde

Menemen Olayı ya da Kubilay Olayı olarak bilinen ve 23 Aralık 1930 tarihinde gerçekleştirilen olayın izleri, aradan geçen 80 yıla karşın, toplumsal bellekten silinmedi. Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı olarak nitelendirilen "Kubilay Olayı" İzmir ve Türkiye için utanç sayfalarından biridir.

Mustafa Fehmi Kubilay askerliğini Menemen’de yedek subay olarak yapmaktadır 1930 yılında. Pırıl pırıl bir cumhuriyet öğretmenidir. Derviş Mehmet ve arkadaşları o gün Menemen hükümet konağının önüne gelerek halkı şeriat için bayrak altında toplanmaya davet etmektedirler. Derviş Mehmet kendini mehdi ilan etmiştir ve cumhuriyetle birlikte dinin elden gittiğini söylemektedir. Zamanla büyük bir kalabalığın toplanması üzerine Kubilay bu olaya mani olmaya kalkışmış, bunun sonucunda önce yaralanmış sonra da Derviş Mehmet ve arkadaşları tarafından yere yatırılarak başı kesilmiştir. Orada bulunan Menemenlilerden hiç kimse mani olmaya çalışmamış, bazıları ise tekbirler getirerek bu haince hareketi desteklemiştir. Derviş Mehmet, Kubilay'ın başını kestikten sonra, kanını içmek helaldir diyerek avucuna aldığı kanı içmiştir. Sonra da kesik baş bir kazığa saplanarak halka gösterilmiş, bu arada meydana yetişen bir bekçi ile jandarma askeri de öldürülmüştür.

Derviş Mehmet ve arkadaşları Menemen’e yollanan kuvvetler tarafından yakalandıktan sonra kurulan Divan-ı Harp’te yargılanarak idam edilmişlerdir. Yakalanan baş teşvikçiler de cezalandırılmıştır. Mustafa Kemal son derece üzgün ve kızgındır çünkü yapılan olayı ‘ Cumhuriyet’in ve kendilerinin başını kesmek ' olarak düşünmektedir. Mustafa Kemal bu olayı hiçbir zaman unutmamıştır. Bir ara tüm Menemen’in boşaltılarak halkın başka şehirlere dağıtılmasını düşünmüş fakat bu uygulamaya konulmamıştır.

Bu yazıyı bugüne sakladım. Anma törenindeki katılımcıları ve Devrim Şehidi olarak simgeleşen Kubilay’ın medyada bulacağı yeri görebilmek için. Dün yapılan törenlerde yaklaşık üç bin kişi vardı. CHP milletvekilleri, belediye başkanları, Ege Ordu Komutanı, ADD Genel Başkanı, Kubilay’ın torunları, bazı sendikalar ve üniversite izci grupları halkla beraber oradaydı. Ne yazık ki bu kadar önemli ve hala güncelliğini koruyan bir olayın yıldönümünde medyanın önemli bir bölümü ve bazı yöneticiler nedense yoktu. Görmezden gelmeye çalışmak, olayları basite indirgemek ve çarpıtmak gerçekleri ortadan kaldırmıyor. Zaman turnusol kağıdı gibi herkesin ne olduğunu ortaya çıkarıyor. Ve tarih sayfalarında yerlerini öyle alıyorlar.

Cumhuriyeti yaşatmak için yaşamlarını feda edenlere saygıyla.