Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Menfaatlenmek

Menfaatlenmek
 

Potansiyel gücü azalmış, ahlâki yanı zayıflamış, üretimi nerede ise sıfır noktaya yaklaşmış biri, kendini berbat halden kurtaracak değişimleri yapamaz.


Menfaat duygusu ile yaşamanın doğru, mantıklı olmadığı su götürmez bir gerçek.

 Menfaatlenme hiç de iyi bir şey değil. Bencillikten kaynaklanan bir duygu olarak kendini gösteriyor.

Acaba körleşmenin, insanlıktan çıkmanın, faydalanacağım derken, manevi bir kayba girmenin farkında olunuyor mu?

Bireylerin kapıldıkları cüretkârlık, işin bu tarafını gösteriyor.

Bu kadar şaşırtıcı bir şey olamaz!

Kolay olanı seçerek, taklidi hareketlere girişmek, buna göre tavır almak suretiyle, büyük kayıplara girmek hiç de şık değil doğrusu.

Bu hastalığa yakalanan kimselerin, hızlı bir toparlanma devresine girmesi beklenemez.

Ama söylediklerim, hep aynı yerde kalmak anlamına gelmemeli, insan buna şartlanmamalı.

Yoksa bu haksızlık olur.

Esasen bundan sonrasına bakmak ve kuvvetli bir çıkışın devam etmesini sağlamak, insanlık basamağına uzanmanın koşullarını yaratmak gerekiyor.

Ama yine de fazlaca iyimser olunamayacağına dair şuraya bir not düşelim. Çünkü uysa da uymasa da her türlü imkânı kullanıyor bu türler. Ayrıca bu his insanın kanına bir kere girerse oradan çıkmak bilmiyor.

Belki de ellerinde değil, ama “gözde ve kulakta” kalan bir şeyler oluyor işte.

O nedenle insanın huy ve karakter yapısında kuvvetli değişimlerin olması şart.

Sürekli “menfaatçilikle” anılan yaklaşımlar, giderek yapışıyor, bütünleşiyor, bünyelerle kaynaşıyor.

Ve insanın zihnine  “menfaatçi” cümlesi yerleşiyor.

Potansiyel gücü azalmış, ahlâki yanı zayıflamış, üretimi nerede ise sıfır noktaya yaklaşmış biri, kendini berbat halden kurtaracak değişimleri yapamaz.

Haliyle menfaati ilgilendiren bir durumla karşı karşıya kaldığında, ona yenik düşmesi kaçınılmaz olur.

Bunu iki şekilde yorumlamak mümkün;

İlki, hayat disiplinine aldırmayan, laçkalaşmış bir yapısının bulunması, dolayısı ile hareket kabiliyetini yitirmesi.

İkincisiise kolaycılığa kaçarak, hak etmediği unvanlar veya basit şeylerin peşinde koşması, gerekli olan bilgilerden mahrum halde yaşaması ve bu halin onu asla tedirgin etmemesi.

Bireyi menfaate iten en önemli şıklar bunlar.

Aslında menfaatçinin niyeti fark edilemiyor, çok karanlık bir resmi görünmüyor. Ama insan olayların akışı içinde bu fotoğrafı çok daha net bir şekilde algılıyor.

Samimi duyguların altında bu olumsuzluğun varlığı bir süre sonra belli oluyor.

Menfaatçiliğini sizden kıymetli bulan ile “elektriğinizin bir anda kesildiğini fark ediyor” ve ondan kopma,uzaklaşma ihtiyacını hissediyorsunuz.

Biz artık böylelerini tanıyoruz. Bir yerde açık vererek kendilerini tanıtıyorlar.

Kimileri bir süre sonra kayboluyor.

Çünkü gıdaları-menfaatleri kesiliyor, ayrılmak zorunda kalıyorlar.

Pişkin olanlar ise hiçbir şeye aldırış etmeden devam ediyor.

Sonra yenileri geliyor, yapay dostluklar başlıyor.

Bazı değerlerin içi yine boşalma devresine, talihsizliğine giriyor.

Deniyor ki, “dünya menfaat dünyası” bunda, gocunacak bir şey yok!

Olabilir!

Ama ben bunu istemiyorum.  

Hissettiğim şeyler başka.

Ben insanî ilişkilerde, kazanç düşünmeyen ve tek başına pasta diliminin en büyüğünü almaya çaba göstermeyen, malayani bir tabir olacak ama söylemek zorundayım; “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” prensibiyle hayatını düzenlemeyen ve yaşamına gözle görülür, “pozitif bir ivme kazandıran” kimselere sıcaklık duyuyorum.

Asalak gibi yaşayanlara değil.

Onlardan uzak durmak en büyük arzum.

Vaktimin büyük bir kısmı, düşünce boyutlarını, yaşam düzeylerini değerlendiren, gerçekten hiçbir menfaat beklemeden hayatlarını sürdürmeyi bilen kimseleri etüt etmekle geçiyor.

Enteresan tavırlarının altında yapmak istediklerini çözme gayreti içindeyim. Böyle insanlar var.

Hayat standartlarını bu şekilde programlamışlar.

Ağırlıklı olarak hayatımızda bu kadar yer edinmelerinin nedenleri elbette ki bunlar.

Oysa maddi-manevi menfaatçilik, yaşamın her boyutunda, adeta bir hastalık halinde, yoğun olarak yer almaya devam ediyor.

Bu duyguya kendilerini kaptıranların, hesaplarını bir kere daha gözde geçirmelerinde yarar var.

Hem kendileri, hem yaşadıkları toplum, hem de öte yaşam bütünlüğü için.

Zira bunun sonuçları, herhâlde bazı dengeleri değiştirip, insanı daha uyanık makul bir seviyeye getirecektir.

 

Ahmed F. Yüksel

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..