Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Messenger aşkları

Messenger aşkları
 

Sevgili Nazan' ın bir yazısından esinlenip yine oturdum klavyenin başına. Kalktın mı bugün diye sorsanıza :)...

Konu, sanal aldatmalar.( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=11306 ) Ben de sanal aşklara değinmek istiyorum biraz.

Aşkın gerçek aşk olabilmesi için mutlaka dokunmak ve kokusunu duymak gerekir mi? Yalan aşk ve gerçek aşk ayrımı nasıl yapılacak?

Evet, gerekir bana kalırsa. Ancak o karşılıklı elektriği alınca, karşılıklı kimyayı yaşayınca aşk tamamlanabilir. Ama her sanal aşk yalan aşktır demek tamamen katı bir tutum.

Günümüzde chat odalarında başlayıp evlilikle devam eden pek çok aşk olduğu gibi, buluşunca hayal kırıklığıyla son bulan sanal aşklar epey fazla. Çoğumuzun katı bir görüşü vardır; internetten de aşk mı olurmuş! Olur elbette. Ama internette başlayan bir aşkın devamı için, tamamlanabilmesine olanak verebilecek şeylerin zemini için olmazsa olmaz ilk şart dürüstlüktür. Sizin kim olduğunuzu, nasıl biri olduğunuzu, yaşantınızı, kısaca sizi tanıması gerekli. O kadar çok insan var ki, kendini olduğundan tamamen farklı gösteren ve daha sonra da foyası ortaya çıkan. Hemen aklıma gelen ilk örnek, bundan bir kaç ay önce okuduğum bir haber. Oldukça yaşlı bir kadın, chat yaparken bir delikanlıyla tanışıyor. Aylarca yazışıyorlar. Kadın kendini genç bir kız olarak tanıtıyor ve birbirlerine aşık oluyorlar. Buluşma günü ve sonrası da manşet! " Kendisini kandırdı diye yaşlı kadını öldürdü! "

Şimdi gel de karar ver, gülünür mü yoksa ağlanır mı bu duruma... Ne gereği var ki birbirini kandırmaya, yalana dolana? Neysen osun işte. Neden bu kadar güvensiz kendine insanlar, anlayamıyorum doğrusu. Ya ben çok fazla güveniyorum kendime, ya da onlar çok özgüven yoksunu... Özgüven her zaman iyi midir, değildir elbette. O an için değildir. Ama daha sonraları kendinize gelip düşünmeye vakit bulduğunuzda dürüstlük ve özgüven gibisi yoktur. Çok yere çakıldığımı bilirim ben, dürüstlüğüm ve kendime güvenim yüzünden. Pek çok ilişkim bitmiş, çok kere kırılmış, çok kere de kırmışımdır istemeden insanları. Ne zaman birşeyi saklamaya çalışsam, ne zaman yalan söylemeyi denesem hiç şaşmaz, hep yüzüme gözüme bulaştırmışımdır. Bana kalanlar ne kadar az olsa da, biliyor musunuz, işte o kalanlardır zaten asıl istediklerim. Çirkinsen çirkinsin, yaşlıysan yaşlı. Daha baştan işi sıkı tutacaksın ki daha sonra şaşırma söylediğin yalanları...

Aslında ne düşünüyorum biliyor musunuz; gerçek arkadaşlarıyla bile insan sanal dünyadayken daha rahat oluyor. Ben öyleyim mesela. Karşı karşıya oturduğumuzda konuşacak birşeyler bulamadığım bazı arkadaşlarımla ne zaman messenger yoluyla görüşsek inanılmaz sohbet ediyoruz. Kahkahaların ardı arkası kesilmiyor. Konu konuyu açıyor, biz açıldıkça açılıyoruz birbirimize. Belki de yüzüne söylemeye cesaret edemediğiniz pek çok şey orada çok rahat ifade ediliyor. İnsan daha çok döküyor içini, ne bileyim işte, daha rahat oluyorum ben dertleşirken özellikle...

Durum böyleyken insanın aklına şu soru geliyor. Acaba, messenger aşkları mı daha paylaşımcı yoksa yüz yüze yaşanan aşklar mı? İnsan içinde biriktirdiği şeyleri, küçük ve büyük sırları yazarak daha kolay anlatır belki de. İşte, dürüstlük orada gerekiyor msn aşklarında. Bir kere, chat odasından msn ye taşındıysa sohbet, ilk güven oluşmuş demektir. Gerçi yüzlerce maşl adresi türetebilir insanlar, her kategoriye farklı bir msn. Bu, nette tavladıklarım için, bu yakın arkadaşlarım, bu iş arkadaşlarım için, vs. Ama ben gerçek adresinizden bahsediyorum burada.

Kendinizi anlatmanızı istedi karşınızdaki. Anlatın bakalım, başlayın. Kaç kilosun dedi mesela? Bayanlar, özellikle siz düşünün bakalım. Çok etkilendiniz adamdan ama kalkmış size kilonuzu soruyor. Ne dersiniz?

A* Şeyy, bu aralar kilo aldım biraz, söylemesem?

B* 50

C* Neyseniz o

Eğer, gerçekten kiloluysanız ve bunu açıklamaktan korkuyorsanız, A şıkkını kesinlikle ve kesinlikle B şıkkına tercih etmelisiniz. Çünkü, en azından az çok bir fikir edinmesini sağlarsınız. ' Hımm, demek ki manken gibi değil... '

Ya da ustaca bir manevrayla konuyu değiştirip unutturabilmeniz de olası tabii. Ama ne olursa olsun yalan yok.

Evlisiniz - ki sevgili Nazan' ın baz aldığı grup evli erkekler - , durduramadınız kendinizi, kaptırdınız gidiyorsunuz. Tak! Geldi o berbat soru. Evli misin? Evlisin kardeşim, evlisin işte. Bal gibi evlisin ve paşa paşa evet demelisin. Demelisiniz, ne olursa olsun gerçek olmalısınız. Ne kadar sahte olursanız o kadar saygınlığınızı yitirirsiniz, sakın unutmayın.

İlişki ilerledikçe paylaşımlar da gitgide artar. Eğer iki taraf da birbirine karşı dürüst olmuşsa, belki de messenger aşkları daha da temiz başlar. Çünkü önce arkadaş olmayı öğrenirsiniz, birbirinize karanlık yönlerinizi anlatırsınız. Bu biraz da sanal alemin verdiği rahatlıktır. Çevrenizde kimseye anlatamadığınız şeyleri ona anlatırsınız, çünkü bilirsiniz ki, sizin etrafınıza karşı dedikodunuzu yapamaz. İlle de yapacaksa kendi arkadaşlarına anlatır. Kim tanıyacak da, bilecek de sizi bulacak? Onun için daha rahat paylaşırsınız. Saklayacak pek bir şey kalmaz, aşk ilerler, gün geçtikçe daha fazla mesai yapar kalbiniz, bir de bakarsınız ki içiniz hiç olmadığınız kadar huzurlu. Bir önceki sevgiliniz bilmiyordu belki de bazı şeylerinizi. Bir sevgili eksik anlatmıştınız belki de. Ama şimdi, herşey çok daha farklıdır çünkü saklayacak hiçbir şeyiniz kalmamıştır. Öyle büyük bir huzurdur ki o... Eğer, tüm yaşadıklarınıza, tüm koşullarınıza rağmen yine de istiyorsa sizi o sevgili, işte bence gerçek aşk o zaman başlar. Geriye sadece buluşup sarılmak kalır. O zaman da aşk tamamlanmış olur.

İster messenger, ister chat odası, ister bir arkadaş toplantısı... Nerede başlarsa başlasın, eğer gerçekten sevildiğiniz ve sevdiğiniz tertemiz bir aşk istiyorsanız, önce dürüst olmayı ilke edinmelisiniz. Bırakın, kaçacaksa o an kaçsın sizden. Siz daha fazla bağlanmadan, sizi daha fazla incitmeden. Ne olursanız olun sizden kaçmayan, nasıl biri olursanız olun sizi yüreğine oturtan, başının tacı yapan insanları sevgili olarak seçin kendinize. En büyük sırlarınızı afiş yaptırıp duvarlara asın demiyorum elbette. Ama ona bilmesi gereken herşeyi anlatmadan ciddi bir ilişkiye başlamayın. O zaman nette de başlasa, sokakta da başlasa, aşk olacaksa olur.

En önemli olay da yazgıdır. O kişi sizin kaderinize yazılmışsa bir kez, nerede tanıştığınızın önemi yoktur. Ankara' da yaşayan bir kızın kaderinde Kanadalı bebekler doğurmak yazlmışsa bir kez, ya o Kanadalı senin şehrine gelir, ya sen oraya gidersin, ikisi de olmuyorsa Tanrı sizi internette karşılaştırır. Onun için, önemli olan sezgilerinizin size ne söylediğidir, gerisinin hükmü yoktur. Sevgiyle kalın...

 
Toplam blog
: 132
: 2482
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

Dünyayı, yaşamayı ama adam gibi yaşamayı, arkadaşlığı, dostluğu ve en önemlisi çocuğumu, müziğimi..