- Kategori
- Güncel
Mey İçki devletin özelleştirdiği değerin 10 katına satıldı!

***
Türkiye'nin son yıllarda en çok tartışılan özelleştirmelerinden biri olan Mey İçki'nin satışında yeni bir tartışma daha başlıyor.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 2003 yılında Tekel'in içki ve sigara bölümlerini ayırmış, içki bölümünü de 292 milyon dolar veren Nurol, Limak, Özaltın, TÜTSAB Ortak Girişim Grubu'na satmıştı.
Aradan 3 yıl geçmeden, özelleştirmeden şirketi satın alan girişim grubu, 2006 yılında şirketin yüzde 90 hissesini 810 milyon dolara ABD'li özel sermaye fonu Texas Pacific Group (TPG) ye sattı. Aradaki fiyat farkının 200 milyon lirasının kur farkından geldiği belirtilse de aradaki fark adeta uçurum yaratmıştı.
Geçtiğimiz aylarda Financial Times gazetesinde yer alan habere göre, TPG Mey İçki'deki hissesini 2 milyar dolarlık bir değer üzerinden satışa çıkarmayı ya da halka arz etmeyi planlıyordu. Yani AKP hükümetinin 292 milyon dolar değer biçtiği bir şirket 7 yıl gibi kısa bir zamanda 10 katı değer kazanıp 2 milyar dolara yükselmişti.
Bugün gelen anlaşma haberi ise geçtiğimiz aylarda Financial Times’da yazılanları doğruluyor. Yıllık satış cirosu 766 milyon lira olan ve Türkiye’de rakı ve votka pazarında lider olan Mey İçki, İngiliz sermayeli ve dünyanın en büyük alkollü içki üreticisi konumunda bulunan Diageo’ya 3, 3 milyar lira işletme değeri ile satılıyor. Firmalar arasında yapılan anlaşmanın en kısa zamanda (2011’in ikinci yarısı) yürürlüğe gireceğinin duyurulmasının ardından AKP döneminin başarılı özelleştirme poltikaları bir bir gözümüzün önüne geliyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, 292 milyon dolar ile devletin elinden çıkardığı TEKEL’in içki bölümü, devletten bu fiyata alan ilk yatırımcının 3 yıl dahi geçmeden % 90’lık hisseyi 810 milyon dolara bir başka kuruma satmasıyla yüksek getiri sağlamış, geldiğimiz 2011 yılında ise 2006 yılında % 90’lık hissesi 810 milyon dolar olan şirketin sadece işletme değeri 3, 3 milyar liraya bu kez İngilizlerin eline geçiyor. Alan memnun satan memnun yani!
Devletin öncelikle pazar tekeli yaratıp düşük maliyetle özelleştirdiği kurumlar, ne hikmetse aradan çok zaman geçmeden getirileri yüzde olarak ifade edilmeyecek büyüklüklerle başkalarının eline geçiyor. Özelleştirme politikalarımız ve mantığımızın hangi yönde olduğunu iyi anlamamız gerekiyor.
A.Buğra TOKMAKOĞLU