Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '07

 
Kategori
Restoranlar
 

Meyhaneci Refik

Meyhaneci Refik
 

REFİK rakısı çıksa, yaptığım bu etiketi koysa...Nasıl ama!


Ah... Refik abi, ahh! Ne adamsın sen. Meyhanecilerin kralısın be!... Rakıyı satmasını da bilirsin, içmesini de.

Rahmetli babam, bundan yaklaşık kırk yıl önce, Mahmutpaşa'dan Asmalımescit'te bir giyim mağazasına transfer olmuştu. Babam tam bir akşamcıydı. Her akşam yarım şişe otuzbeşlik yeni rakı içerdi. O zamanlar şimdiki gibi değildi. Sadece Sofyalı sokağında, Refik abinin meyhanesi vardı. Tabi babam orayı keşfetmekte geç kalmadı. Haftanın bir kaç günü işten çıkınca oraya takılırdı. Kısa zamanda Refik abiyle kanları kaynamış, iyi dost olmuşlardı.

Bir kaç sene sonra, Fatih'te oturduğumuz evin malsahibi kiraya zam isteyince, rahmetli kara kara düşünmeye başladı. Zaten mevcut kirayı bile zor veriyorduk. Fatih'te daha ucuza oturabileceğimiz bir başka yer bulma imkanı da kalmamıştı.

Bir akşam babamın düşünceli halini sezen Refik, derdini sorunca babam durumu anlatmış. Refik de o zaman Çağlayan'daki gecekonduyu yıkıp, kendi ve akrabaları için minik bir apartman yapmış. Bir daire boş ama, yabancı sokmaz. İşte bu daireyi hiç düşünmeden babama vermiş. Kira pazarlığı falan da yapmamış, "ne verebilirsen ver" demiş. Günlerdir ağzını bıçak açmayan, dokunsalar ağlayacak olan babam, o akşam mutlu ve rahatlamış olarak eve geldi. Sevinçten bir iki kadeh te fazladan içmiş!.. Allah razı olsun, Refik abi hakikaten büyük kıyak yapmış, bizi dertten kurtarmıştı.

Ben 15 yaşımdan 28 yaşımda evlenene kadar orada oturdum. Çağlayan'ı hiç sevemedim ama Refik abileri çok sevdim. Akraba gibi olduk, şimdi dükkanı idare eden çocuklar, o zamanlar yeni doğmuştu. Yeğeni Yakup da hem yanında çalışır hem de evinde kalırdı. Ufak yeğenlerinden bazılarını benim yanıma çırak verdi. Sünnetinde kirvelik yaptığım biri uzun yıllar yanımda çalıştı.

Refik abi üst katta oturuyordu. Bir gün yukarı çıktığımda, tesadüfen arnavut ciğeri yapıyordu. Pek sevmezdim, ikram etti, "tokum abi" falan dedimse de, ısrar etti... Az bir şey aldım. Aman tanrım! Hayatımda böyle bir şey yememiştim. Ciğer değil, Hacıbekir'in lokumuydu sanki. Utanmayı bıraktım, biraz daha aldım. Çok beğendiğimi söyledim, gülümsedi. Sonra her yaptığında bir tabak da bana göndermeyi ihmal etmedi. Başka mezeleri de çok güzel yapar, ama bende arnavut ciğerinin yeri bir başkadır.

Muhabbetinin ne denli güzel olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Dükkanına gidenler bilir... Okumuşluğu yoktur ama, müşteriler hep yazar, çizer, ressam, profesör v.b. olduğundan acaip kültür sahibi ve insan sarrafıdır. Masaları dolaşır, hatır sorar, bazen muhabbete dalar, hanım müşterilerine parmağını şaklatıp "fisduk" der.. Refik abi bi tanedir!

Son yıllarda yanına gitmek kısmet olmadı, ama duyduğum kadarıyla hala dükkandan ayağını eksik etmiyor. 85-86 yaşında vardır, Asmalımescit'in piridir. Allah uzun ömürler versin!...

 
Toplam blog
: 288
: 1185
Kayıt tarihi
: 18.01.07
 
 

Kendi halinde yazar, çizer, çapraz bulmaca çözerim. İki yüzyıl, bir binyıl gördüm. En sevdiğim hoca ..