MHP (şimdilik) 2–1 önde…

Didim’in Akbük beldesinde belediye başkanlığı seçimini 2 oy farkla MHP kazanıyor.

Derken, CHP bu sonuca, Didim İlçe Seçim Kurulu’nda itiraz ediyor.

İtiraz sonucu, Akbük Belediye Başkanlığı MHP’den CHP’ye geçiyor.

Az sonra, bu sonuca da MHP itiraz ediyor…

İtirazı inceleyen Aydın İl Seçim Kurulu, MHP’yi haklı buluyor ve Akbük Belediye Başkanlığı bir kez daha MHP’ye geçmiş oluyor.

Şimdi… Şimdi ise, Aydın İl Seçim Kurulu kararına CHP itiraz etmiş durumda…

Nihai sonucu Ankara’daki Yüksük Seçim Kurulu belirleyecek…

Sandıklar aynı sandıklar.

Seçmen aynı seçmen.

Uygulanan hukuk aynı hukuk…

Ama sonuçlar, birbirinden bu derecede farklı…

Peki bu nasıl oluyor?..

Nasıl oluyor da, MHP’nin kazandığı belediye başkanlığı, daha sonra CHP’ye ve yine daha sonra MHP’ye geçiyor?..

Ve şimdi ise, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı bekleniyor.

Aynı dosya üzerinde, aynı hukuku uygulayan birden çok “yargı organı” birbirinin tam zıttı yönünde nasıl kararlar alabiliyor?

Ortaya çıkan bu “değişken” sonuçlar, vatandaşın hukuka olan güvenini sarsıcı ve zedeleyici bir olgu değil mi?..

Vatandaşın hukuka olan güveni sarsıldığı anda [ve bu oranda] ortaya atılan birden çok haberin inandırıcılığı, bu ölçüde güçlenmiyor mu?..

Vatandaş,

- Bu ülkede herşey olabilir… Burası Türkiye… diyebildikten sonra, kamu düzenini yeniden sağlayabilmek ve yurttaşları hukukun üstünlüğüne yenibaştan inandırabilmek öyle kolay başarılabilecek bir iş midir?

Bir adli hata, sadece o hatadan zarar gören kişiyi ilgilendirmez…

Adli hata, toplumun hukuka olan güvenini sarstığı ölçüde, tüm topluma zarar veren ciddi bir durum ortaya çıkartır…

Adaletin tesisinde titizlik ve sürat!..

İşte, yıllar yılı süren bir istikrar sonucu oluşturulan hukuku güven duygusu, bu türden olaylar sonucunda, maalesef, birkaç gün içinde zedelenebilmektedir…

Seçim kurullarının yapmakta oldukları görev, herhangi bir mahkemenin işlevinden daha da önemlidir… Çünkü, seçim kurullarının verdiği kararlar, halkın iradesinin adil bir biçimde tecellisini sağlamaktadır…

Halk egemenliği, adil bir biçimde gerçekleşmiyorsa… Hukuk, söz konusu egemenliğin tesisi noktasında halka güven veremiyorsa… “Kamu Düzeni” ciddi biçimde sarsılmış demektir!..

Hukuk Devleti, resmi bir biçimde ortadan kalkmış demektir…

İşte bizce bu olgu, Akbük’ün belediye başkanının kim olacağı sorunundan çok daha önemli ve çok da ciddidir.