MHP'de Kongre sonucu

MHP geçtiğimiz Pazar günü 10. Olağan Kongresini başarılı bir şekilde yaparak diğer siyasi partilerimize adeta “bir demokrasi dersi” verdi.

Genel Başkanlığa aday olan Dr Devlet Bahçeli, Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu kongre salonuna girişlerinde, kürsüye çıkışlarında büyük bir coşkuyla karşılanmış, her üç aday da “ayakta” alkışlanmıştır.

43 yıllık mazisi olan ve Türkiye’nin CHP’den sonra en eski ve istikrarlı partisi olan MHP bu kongresinde bazı siyasi partiler kıskansa da bana göre tam anlamıyla diğer siyasi partilerimize “işte kongre, işte demokrasi böyle olur” demeyi başarmıştır.

Yaklaşık 40 bin kişinin izlediği kongrede Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililer ortaya koydukları coşkuyla “MHP’de artık bir değişim ve hareket istediklerini, kim seçilirse seçilsin MHP üst yönetiminin suskun, sakin ve tepkisiz durmaması gerektiğini” açıkça ortaya koymuştur.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu kongreyi de ilk turda 1216 delegenin 725 ‘ni alarak tekrar MHP genel Başkanı seçilmiş ve koltuğu korumasını bilmiştir.

Değişimden yana olan, partiye demokrasi getireceğini ve ülkücülerin, MHP tabanının Türk Milletiyle mutlaka kucaklaşmasını sağlayacağını söyleyen Koray Aydın ise 441 delegenin oyunu alarak geleceğe yönelik olumlu sinyaller vermeyi başarmıştır.

Koray Aydın’ın aldığı bu oy yabana atılmamalı ve bu sonuç MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve üst yönetimi için şimdiden “Demokles’in kılıcı” gibi tepelerinde sallanacağının işaretlerini vermiştir.

Bu Kongrede MHP delegesi bazılarının ifade ettiği gibi “istikrardan yana” tercihde bulunmuş ancak, bu tercihi yapar iken de mevcut genel Başkana ve yönetime, “Aklınızı başınıza alın, bu partiyi daha dinamik daha hareketli yönetin, Türk Milletinin yegâne umudu olan MHP’yi ayağa kaldırın ve bu partiyi milletle kucaklaştırın” mesajını vermiştir.

MHP Genel Merkezi kurultay sonuçlarını ve delegenin mesajlarını iyi okumalı, politikalarını da yeniden gözden geçirmelidir.

MHP kongre sonuçlarını bakıldığında yeni seçilen MHP üst yönetiminin işi gerçekten çok zor. Bir tarafta tabandan gelen büyük baskılar, diğer taraftan görevde kaldıkları sürece geçirilecek süreç (yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2015 Milletvekili seçimleri) MHP yönetiminin dinamik, atak ve coşkulu olmasını gerektirmektedir.

Özellikle Anayasa değişikliklerinin gündemde olduğu, Anayasanın ilk değiştirilemez dört maddesinde “oynanmak” istendiği bir ortamda MHP’ye büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Anadilde eğitim, yerel yönetimlere özerkliğin ilk adımı olan Belediyeler yasası ve Türklük tanımının yeniden yazılması istenilen ve bu konuda alınacak her kararın Ulusal devletten ve Cumhuriyetin temel niteliklerinden geriye gidiş olacağı bir süreçte MHP kadroları bu süreci iyi yönetmeli, milletin sesine kulak vermelidir. Türk milletinin ve Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve inkılâplarının yanında olacağını dosta düşmana göstermelidir.

MHP kurultayında dikkati çeken bir önemli husus ise genel Başkan adaylarından Musavvat  Dervişoğlu’nun konuşmasıydı. Dervişoğlu yaptığı konuşmada “Ülkücü edep ve terbiyenin savunucusu olduğunu, ülkücü hareketin lideri merhum Alparslan Türkeş’in yolunun tüm ülkücülerin yolu olması gerektiğini” ifade ederek, bütünlükten, birleşmeden ve toparlanmadan yana  tavır sergilemesi kendisini “gönüllerin başkanı” olmasını sağlamış gelecek için umut vaat etmiştir.

MHP bir kongresini daha ”şölen havasında, toy havasında” geçirmiş,MHP’yi yönetecek kadroları üç yıllığına göreve getirmiştir. Gerçekten de bu yönetimin işi artık eskisine nazaran daha zordur. Parti tabanı hareket istemektedir, yeni politikalar beklemektedir. Özellikle yerel seçimlerde bu yönetimin alacağı sonuç artık beklenmektedir. Bu seçimlerde alınacak başarısız sonuç MHP yönetimini artık bu koltuklarda “rahat oturamayacağını” alınacak “olağanüstü kongre” kararıyla parti muhalefetinin harekete geçeceğini ortaya koymaktadır.

MHP Kurultayında adayların bir şölen havasında yarışması ne kadar doğru ve olumluyla Kongre sonrası  “fitnecilere, ayrımcılara fırsat verilmedi” açıklaması da o derece yanlış ve düşünülmeden söylenmiş sözlerdir. Dileyelim bu sözlerin bir “dil sürçmesi” sonucu söylendiği ,maksadı aşan ifadeler  olarak algılandığı şeklinde değerlendirilmelidir.

MHP 10 Olagan Kongresinin bu partimize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, başarılı çalışmalarla artık Türkiye’de “ses” getirmesini temenni ediyoruz.

                 Sonsuzluk(Osman Özeker) 06,11,2012