Milletvekili zamları

Yoğun gündem içinden üç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Amacım doğruların bulunmasına katkı sağlayabilmektir.

1- Gündelik yaşam

2- Milletvekili zamları

3- Yeni Anayasamız

1- Gündelik yaşam kendi halinde gidiyor gibi sanılsa da, onu dilediği gibi yönlendiren Medya'nın etkileri göz ardı edilmemeli. Hele bizim gibi fazla seçeneği olmayan toplumlarda özellikle görsel Medya çok etkili olmaktadır. Eskiden eğitim öğretim ve gelenek görenek gibi kavramlar okulda ve ailede verilirken; şimdi "sokakta veriliyor" dersem çok abartılı olmaz sanırım. Yararlı yayınlar yanında çok sakıncalı olanları da görüp eleştirmezsek yanlışları benimsemiş oluruz.

Her gün insanlarımıza dayatılan, bilhassa ev hanımlarını etkileyen sabah proğramlarına dikketlerinizi çekmek isterim. Akşamları başlayan beyin yıkama faaliyetleri ise ayrı bir konu. Topluma sunulan bu kurguların bir ihtiyacı karşıladığını, öyle çok da zararlı olmadıklarını düşünenlerin, seviyesizliğe bağışıklık kazandıklarından endişe ederim. Ben burada geniş kapsamlı bir konuyu, birkaç sözcükle gündeme getiriyorum. Gerisi uzmanların  işidir. İnsanlarımızın kaliteli, seviyeli kültür ve sanat proğramları ile daha ileriye taşınmaları sağlanabilir. Sosyal konularda ise mutlaka uzmanlarından görüş alınmalı. Bu sorun diğer uzantıları ile ele alındığında madalyonun arka tarafını da görebileceğimizi umut ederim.

2- Anayasa çalışmaları yoğunlaşacak derken, vekillerimizin sürpriz bir kararla kendilerine zam kıyağı yapmaları gündeme oturdu. Bu işi gece yapmalarına rağmen, sanıldığından daha çok dikkatleri üzerine topladı. Çok yorumlar yapıldı. Okur-yazarların çoğunluğu zamma karşı ama, hiç okumayanların görüşlerini bilemiyoruz. Bana kalırsa tüm tolerans ve iyimserliğime rağmen bu uygulamayı onaylayamıyorum. Danışmanlarla birlikte bir vekilin bütçeye aylık masrafı 30 bin lirayı buluyorsa iki kere düşünelim diyorum.

2- Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili olarak sanatçıların da görüşleri soruluyor. Eğer, sanatçılar yaratılış gereği daha duyarlı kişilerdir, onlar gerçekleri diğer insanlardan daha iyi hissederler gibi bir duygu ile söylenmiş ise bu söze şapka çıkarırım. Yok eğer, sanatçıların sevenleri vardır, o bizim tarafa sahip çıkarsa desteğimiz çoğalır gibi bir duygu ise hayal kırıklığı yaşarım. Ben de yarım asırdır resim yapan  bir sanatçıyım. Bu kariyerimin sorumluluğu ile görüşümü aşağıda özetle açıklıyorum.

Bu ülkenin toprakları üzerinde (kökenleri ne olursa olsun) yaşayan tüm insanların geleceklerinin güvencesi, güçlü ve sorunsuz bir Türkiye Cumhuriyeti ile sağlanabilir. Bütünlüğümüzü tehlikeye atmayan, yaşayan her insanımıza eşit davranan bir sistemi kurmak ve korumak temel amacımız olmalı. Etnik kökeni ne olursa olsun tüm insanlarımızın insanca yaşayabilmeleri güçlü bir devlet içinde bulunmalarına  bağlıdır. Diyorum.Saygılarımla.