Milletvekilleri tahliye O-LA-CAK…

Türkiye siyaseti insanı yoruyor… Herkesin kafası karıştı, biliyorum. Yok anayasanın 84. maddesi, yok anayasayanın 14. maddesi, yok savcının mütalaası, yok YSK’nın nihai kararı…

Hatip Dicle ve diğer gelişmeleri net, anlaşılır, sarih izah etmeye çalışayım.

Halen cezaevinde olan Hatip Dicle’nin avukatı vasıtasıyla evraklarını tamamlayıp Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı oldu mu?

Oldu.

YSK, Hatip Dicle’nin adaylığını önce iptal etse de sonra onayladı mı?

Onayladı.

12 Haziran seçimlerinde Diyarbakır vatandaşları Hatip Dicle’ye 78 bin civarında oy verdi mi?

Verdi.

Diyarbakır İl Seçim Kurulu, milletvekili seçildiğini dair mazbata verdi mi?

Verdi.

Sonra ne oldu?

YSK, seçimlerden 10 gün sonra aldığı bir kararla Hatip Dicle’nin milletvekilliğini iptal etti.

Gerekçesi nedir?

Mart-2011 ayı içinde PKK propagandası (düşüncesini açıklama) yaptığı için 1 yıl 8 ay hapis cezası almış.

Ehee…

Bu cezayı Yargıtay ilgili ceza dairesi onamış.

Eheee…

Tüm bu işlemlerden YSK, 9 Haziran 2011 günü haberi olmuş.

Eheee…

YSK, karar vermek için seçimin gerçekleşmesini beklemiş.

Eheee…

Hatip Dicle seçildikten ve mazbata aldıktan sonra YSK, milletvekilliğini iptal etmiş…

Sonra ne yapmış?

Hatip Dicle’nin yedeği olmadığı için milletvekilliği hakkını en yüksek oyu alan partiye vermiş.

Yani…

AK Parti’ye vermiş…

Eheee…

AK Parti milletvekili de koşa koşa mazbatayı almış ve TBMM’ne kayıt yaptırmış.

Ehee…

Daha ne olsun, işte ondan sonra ortalık karışmış, siyasi kriz çıkmış…

Nerede olmuş, bu işlemler?

İleri demokrasinin göbeğinde… demokrasi diye neredeyse kanatlanıp uçan ve Yüzde 58 ‘EVET’ diyenlerin ortasında, en son seçimlerde demokrasi şampiyonu ilan edilen ve yüzde 50 oyla ödüllendirilen AK Parti iktidarında…

Kardeşim! Son söz milletindir! Bu millet Hatip Dicle’ye, 78 bin oy vermişse alavere-dalavere ile bu gasp edilmez ve yapılan işlem kabul edilemez…

Gerçek demokrasi duruşu ve çizgisi şudur: Bir vatandaş seçme ve seçilme hakkını engelleyecek yasal sakatlık yoksa ve aday olmuşsa ve seçilmişse; bunun karşısında hiçbir kurum, kuruluş duramaz… Hem evelemenin, gevelemenin gereği yoktur, hem de bunun daha ötesi yoktur.

Cezaevinde amma KCK davasında tutuklu olup milletvekili seçilenler, amma Balyoz davasından olup tutuklu milletvekili seçilenler, amma Ergenekon davasında tutuklu olup milletvekili seçilenler, mutlaka tahliye edilecekler… Çünkü millet son sözünü söylemiş ve bu insanları kendi temsilcileri olarak seçmiştir. Tahliyeden başka yok bunun çaresi…

Ömer ÖZDAMAR

Bucak-BURDUR